Tatar’dan AB’ye rest: "Kıbrıs Türkü’nü yok sayan bu kararı tanımıyoruz"

Tatar'ın açıklamasının tamamı şöyle :

"Rum liderinin uzun süre devam ettirdiği saplantılı ısrarının ardından, Avrupa Birliği kendi içinde aldığı bir kararla Johannes Hahn’ı Kıbrıs özel temsilcisi olarak görevlendirmişti. Bugün itibarıyla Hahn, Güney Kıbrıs’ı ziyaret etmektedir. Bu atama, Kıbrıs Türk tarafının onayı olmadan, irademiz yok sayılarak gerçekleştirilmiştir. Taraflardan yalnızca birinin taleplerine dayalı böyle bir adım, bizim açımızdan geçerlilik taşımamaktadır.

Rum lider, bu atamayı halkına kişisel zaferi gibi sunmakta ve aynı kurgu çerçevesinde Hahn’ı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi ile eşitlemeye çalışmaktadır. Bu yaklaşım, gerçek dışı olduğu gibi, BM çerçevesinde sürdürülen çalışmalara da saygısızlık içermektedir.

Avrupa Birliği’nin bu iç düzenlemesi, Rum tarafının siyasi hedeflerine hizmet eden, tarafsızlıktan uzak bir adımdır. Kıbrıs Türk Halkının egemen iradesi bu süreçte tamamen göz ardı edilmiştir. Bu nedenle, Rum pozisyonuna yardımcı olmak için gerçekleştirilen söz konusu atama bizim açımızdan herhangi bir sonuç veya yükümlülük doğurmamaktadır.

Cenevre’de uzlaşılan 6 inisiyatife dair süreç, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin himayesinde ve Kişisel Temsilcisi Sayın María Ángela Holguín’in görevi kapsamında devam etmektedir. Tarafların eşit rızasına dayanan bu sürecin dışında yapılan her girişim, işbirliği çabalarına zarar verir. Avrupa Birliği bu sürecin tarafı değildir. Bizim onayımız olmadan da Kıbrıs konusuna dair herhangi bir denklemin parçası olamaz.

Bu nedenle açıkça ifade ediyorum:
Bu atama, AB’nin iç meselesidir. Bu görevlendirme çerçevesinde herhangi bir temas ya da muhataplık söz konusu olmayacaktır.

AB kurumları, Rum liderin kişisel tasarımı olan saldırgan siyasetinden dolayı, iki taraf arasında bozulan ilişkilerin düzelmesini istiyorsa, “üyesi”ne gereken telkini yapmalıdır.

Kıbrıs Türk Halkı, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde şekillenecek bir çözüm vizyonunu kararlılıkla savunmaktadır. Dışlayıcı, tek taraflı ve oldu-bittiye dayalı hiçbir yaklaşımı kabul etmeyecektir."..