Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

DÜZ DÜŞÜNDÜK OLMADI

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaştıkça içim pır pır etmeye başladı yine.. Bugüne kadar düz düşündük, bir şey değişmedi. Gelin tersten düşünelim belki bir şeyler değişir..   Buyurunuz başlayalım..   Kızlar adet görünce düğün yapılır, erkekler sünnet olunca “korkmasın”diye tokatlanırmış.    Aileler feleğin çemberinden geçmiş kızlarının, bakir değil diye aşık oldukları erkeklerle evlenmelerine izin vermezlermiş.   Bazı kadınların erkeğe uyguladığı şiddet öyle bir boyuta ulaşmış ki çocuklar babalarına sarılıp, onunla ağlarlarmış.   Çocuk erkekler, başlık parası karşılığı evlendirilirmiş, ergenliklerinde çocuk baba olurlarmış.   Kadın, erkek çocuk doğurunca, “kromozomların yüzünden” diye kocasını aşağılarmış. Çoğu evde erkek çocuk doğdu diye neredeyse yas tutulurmuş.   Kadınlar, çocuğu olmayan nikahlı kocalarının yanına başka kocalar alırlarmış. Bütün kocalar aynı kadınla, aynı evde yaşarlarmış.   Bunlar da yetmemiş gibi kadınların işlediği töre ve namus cinayetlerinin önü alınmaz hale gelmiş. Binlerce günahsız erkek hayatlarının baharında yok olmuş gitmiş.   Baş kaldıran, varlık gösteren erkeklere “kadın gibi erkek” diye iltifat edilirmiş.   Belinde silahı, omzunda ceketi olan, yanlarındakilerin el-pençe durduğu kadınlar varmış.   Onlara KABAHALA denirmiş.   Siyasette ve hemen her alanda yöneticiler hep kadınmış. Sonra, “Ne olacak bu erkeklerin hali , siyasette erkek temsilci yok” diye pek dertlenmişler. Önce partilerde erkek kolları kurmuşlar. Ardından, “hadi biraz da erkekler siyasette varlık göstersin” diye erkek kotası koymuşlar.    Kadın egemen dünyada, her 8 Mart’ta erkekler günü kutlanırmış. Bu günün amacı; 1857 de hak aramak için yola çıkan ve yanarak ölen 127 erkek işçinin hak arayışlarına saygı göstermek,  erkek haklarına ve cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekmekmiş.    Dünya erkekler günü, sonradan amacını aşmaya başlamış, kutlamaya dönmüş. İş o boyuta varmış ki; mağazalar erkeklere özel indirimler yapmışlar, çiçekçiler kadınların erkeklere aldığı gülleri yetiştiremez olmuşlar, oysa ki bu günün sembol çiçeği karanfilmiş.   Miş de miş bu liste uzar gider.    Sözün özü; biliriz kadın erkek aynı değildir ama hak ve hukuk zemininde eşittir, eşit olmalıdır.  Dillerimize pelesenk olan bu cümle, adeta kardaki ayak izleri gibi.. Olaylar yaşanınca kar yağıyor, herkes karın üzerinde yürüyerek eylem yapıyor. Sonra, kar eriyor, izler siliniyor, aynı düzen devam ediyor.   Bugüne kadar düz düşündük, bir şey değişmedi. Belki tersten düşünmeye başlarsak her şey olmasa bile bazı şeyler değişir!   “KADIN-ERKEK/ DİNDAR-DİNSİZ/ SİYAH-BEYAZ” değil, “İNSAN” diyeceğimiz günlere özlemle, kadınlar günümü kutlamamanızı önemle istirham ederim.
Ekleme Tarihi: 23 Şubat 2022 - Çarşamba

DÜZ DÜŞÜNDÜK OLMADI

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaştıkça içim pır pır etmeye başladı yine.. Bugüne kadar düz düşündük, bir şey değişmedi. Gelin tersten düşünelim belki bir şeyler değişir..

 

Buyurunuz başlayalım..

 

Kızlar adet görünce düğün yapılır, erkekler sünnet olunca “korkmasın”diye tokatlanırmış. 

 

Aileler feleğin çemberinden geçmiş kızlarının, bakir değil diye aşık oldukları erkeklerle evlenmelerine izin vermezlermiş.

 

Bazı kadınların erkeğe uyguladığı şiddet öyle bir boyuta ulaşmış ki çocuklar babalarına sarılıp, onunla ağlarlarmış.

 

Çocuk erkekler, başlık parası karşılığı evlendirilirmiş, ergenliklerinde çocuk baba olurlarmış.

 

Kadın, erkek çocuk doğurunca, “kromozomların yüzünden” diye kocasını aşağılarmış. Çoğu evde erkek çocuk doğdu diye neredeyse yas tutulurmuş.

 

Kadınlar, çocuğu olmayan nikahlı kocalarının yanına başka kocalar alırlarmış. Bütün kocalar aynı kadınla, aynı evde yaşarlarmış.

 

Bunlar da yetmemiş gibi kadınların işlediği töre ve namus cinayetlerinin önü alınmaz hale gelmiş. Binlerce günahsız erkek hayatlarının baharında yok olmuş gitmiş.

 

Baş kaldıran, varlık gösteren erkeklere “kadın gibi erkek” diye iltifat edilirmiş.

 

Belinde silahı, omzunda ceketi olan, yanlarındakilerin el-pençe durduğu kadınlar varmış.

 

Onlara KABAHALA denirmiş.

 

Siyasette ve hemen her alanda yöneticiler hep kadınmış. Sonra, “Ne olacak bu erkeklerin hali , siyasette erkek temsilci yok” diye pek dertlenmişler. Önce partilerde erkek kolları kurmuşlar. Ardından, “hadi biraz da erkekler siyasette varlık göstersin” diye erkek kotası koymuşlar. 

 

Kadın egemen dünyada, her 8 Mart’ta erkekler günü kutlanırmış.


Bu günün amacı; 1857 de hak aramak için yola çıkan ve yanarak ölen 127 erkek işçinin hak arayışlarına saygı göstermek,  erkek haklarına ve cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekmekmiş. 

 

Dünya erkekler günü, sonradan amacını aşmaya başlamış, kutlamaya dönmüş. İş o boyuta varmış ki; mağazalar erkeklere özel indirimler yapmışlar, çiçekçiler kadınların erkeklere aldığı gülleri yetiştiremez olmuşlar, oysa ki bu günün sembol çiçeği karanfilmiş.

 

Miş de miş bu liste uzar gider. 

 

Sözün özü; biliriz kadın erkek aynı değildir ama hak ve hukuk zemininde eşittir, eşit olmalıdır.  Dillerimize pelesenk olan bu cümle, adeta kardaki ayak izleri gibi.. Olaylar yaşanınca kar yağıyor, herkes karın üzerinde yürüyerek eylem yapıyor. Sonra, kar eriyor, izler siliniyor, aynı düzen devam ediyor.

 

Bugüne kadar düz düşündük, bir şey değişmedi. Belki tersten düşünmeye başlarsak her şey olmasa bile bazı şeyler değişir!

 

“KADIN-ERKEK/ DİNDAR-DİNSİZ/ SİYAH-BEYAZ” değil, “İNSAN” diyeceğimiz günlere özlemle, kadınlar günümü kutlamamanızı önemle istirham ederim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.