Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

AH O YETMİŞLER

2020’ye çok anlam yükledik. Sanki, bizi biraz tersten anladı gibi.. Zor zamanlar geçiriyoruz, her birimiz biraz yorgunuz. Geliniz biraz değişiklik olsun, hafızalarda zaman yolculuğu yapalım. Sizi bizim dönemin en naif yılları, yetmişlere götüreyim. Yetmişler dedikleri platonik aşklardı. Gün o zamanlar erkenden başlardı. Çocuklar Play Station yerine sokakta oynardı. Başlarına gelebilecek en kötü şey, bir iki tırmık, bir kaç ısırık olduğundan, anneler meraklanmazdı. Kızlı erkekli oyunlar yasaklanmazdı. Kadına uygulanan en büyük şiddet, erkek kuaföre gitmeye konulan yasaktı. Kızlar da erkeklerde gecelere akmazdı Anneler o günün masum partilerine giden kızlarını "içeceğine ilaç koyarlar"diye korkuturlardı. Kızlar defterlerine kenar süsü yapar, anneler önlük yakalarını kolalardı. Erkekler misket, nam-ı diğer prili oynar, tek kale maç yaparlardı. Facebook, Instagram yerine hatıra defterleri vardı. Yaz mevsimlerinde zorunlu öğle uykuları kaçınılmazdı. Uyuyamayanlar Kemalettin Tuğcu hikayelerini okur, hayallere dalardı. Küçük büyük herkesin en büyük keyfi, radyo tiyatroları, arkası yarınlardı. Teksas, Tommiks ve Zagor en meşhur çizgi film kahramanlarıydı. Kızlarda, erkeklerde ders kitaplarının arasında çizgi fotoroman okurlardı. Erkeklerin hepsi Old Spice kokar, kızlar saçlarına A4 kağıtlarla perma yaparlardı. Geniş yakalı çiçekli gömlekler, kalın kemerler, mantar topuklar, puanlı elbiseler, çember misali paçalı pantolonlar pek modaydı. Öyle her gün duş alınmazdı. Ailelerin ortak banyo günü genelde pazardı. Nevresim henüz tedavüle girmediğinden anneler yorgan kaplardı. Kadınların en büyük zevki hamam sefalarıydı. Büyük kentlerdeki kadınlar daha şanslıydı, gazinoların kadın matineleri vardı. Hayat ve Ses dergileri assolistlerin hayatlarına ayna tutardı. Gençler Instagram yerine bu dergileri takip eder, şarkıcı ve artistlerin resimlerinden albüm yapardı. Kadınlar çantalarının markaları ile değil, Burda Dergisi'nin patronlarıyla diktikleri elbiselerle hava atarlardı. Tüm ailelerin ortak alışkanlığı sinemalardı. Tek kanallı, siyah beyaz televizyon her evde olmazdı. Konu komşu olanların evinde toplanır, Dallas. Küçük Ev, Beyaz Gölge, Kara Şimşek ve Erovizyon yarışmalarının heyecanını yaşarlardı. Mesajlaşma henüz keşfedilmediğinden, herkes bir birine mektup yazardı. Aşıklar mektupların içine kurutulmuş çiçek koyarlardı. Kalem sadece yazmaya değil, kaset sarmaya da yarardı. WhatsApp Massenger Skyp yerine, çevirmeli telefonlar kullanılır, dört haneli numaralar ihtiyaca göre "normal", "acele" veya "yıldırım" diyerek santral memuruna bağlattırıldı. Pikaplar, Long Play'ler, kırkbeşlikler ve gönüllere damga vuran şarkılar vardır. İşte yetmişler, böyle zamanlardı. Uzay 1999’u izlerken, içinde olduğumuz yıllar bize çok uzak gelirdi. Uzak yakın oldu ama sanırım zaman delirdi. Semptomlar biraz devam edecek elbette ama zaman iyileşecek eminim. Sevgi ve sağlıkla kalın..
Ekleme Tarihi: 04 Haziran 2020 - Perşembe

AH O YETMİŞLER

2020’ye çok anlam yükledik. Sanki, bizi biraz tersten anladı gibi.. Zor zamanlar geçiriyoruz, her birimiz biraz yorgunuz. Geliniz biraz değişiklik olsun, hafızalarda zaman yolculuğu yapalım. Sizi bizim dönemin en naif yılları, yetmişlere götüreyim.

Yetmişler dedikleri platonik aşklardı. Gün o zamanlar erkenden başlardı. Çocuklar Play Station yerine sokakta oynardı. Başlarına gelebilecek en kötü şey, bir iki tırmık, bir kaç ısırık olduğundan, anneler meraklanmazdı. Kızlı erkekli oyunlar yasaklanmazdı. Kadına uygulanan en büyük şiddet, erkek kuaföre gitmeye konulan yasaktı. Kızlar da erkeklerde gecelere akmazdı Anneler o günün masum partilerine giden kızlarını "içeceğine ilaç koyarlar"diye korkuturlardı. Kızlar defterlerine kenar süsü yapar, anneler önlük yakalarını kolalardı. Erkekler misket, nam-ı diğer prili oynar, tek kale maç yaparlardı. Facebook, Instagram yerine hatıra defterleri vardı. Yaz mevsimlerinde zorunlu öğle uykuları kaçınılmazdı.

Uyuyamayanlar Kemalettin Tuğcu hikayelerini okur, hayallere dalardı. Küçük büyük herkesin en büyük keyfi, radyo tiyatroları, arkası yarınlardı. Teksas, Tommiks ve Zagor en meşhur çizgi film kahramanlarıydı. Kızlarda, erkeklerde ders kitaplarının arasında çizgi fotoroman okurlardı. Erkeklerin hepsi Old Spice kokar, kızlar saçlarına A4 kağıtlarla perma yaparlardı. Geniş yakalı çiçekli gömlekler, kalın kemerler, mantar topuklar, puanlı elbiseler, çember misali paçalı pantolonlar pek modaydı. Öyle her gün duş alınmazdı. Ailelerin ortak banyo günü genelde pazardı. Nevresim henüz tedavüle girmediğinden anneler yorgan kaplardı.

Kadınların en büyük zevki hamam sefalarıydı. Büyük kentlerdeki kadınlar daha şanslıydı, gazinoların kadın matineleri vardı. Hayat ve Ses dergileri assolistlerin hayatlarına ayna tutardı. Gençler Instagram yerine bu dergileri takip eder, şarkıcı ve artistlerin resimlerinden albüm yapardı. Kadınlar çantalarının markaları ile değil, Burda Dergisi'nin patronlarıyla diktikleri elbiselerle hava atarlardı. Tüm ailelerin ortak alışkanlığı sinemalardı. Tek kanallı, siyah beyaz televizyon her evde olmazdı.

Konu komşu olanların evinde toplanır, Dallas. Küçük Ev, Beyaz Gölge, Kara Şimşek ve Erovizyon yarışmalarının heyecanını yaşarlardı. Mesajlaşma henüz keşfedilmediğinden, herkes bir birine mektup yazardı. Aşıklar mektupların içine kurutulmuş çiçek koyarlardı. Kalem sadece yazmaya değil, kaset sarmaya da yarardı.

WhatsApp Massenger Skyp yerine, çevirmeli telefonlar kullanılır, dört haneli numaralar ihtiyaca göre "normal", "acele" veya "yıldırım" diyerek santral memuruna bağlattırıldı. Pikaplar, Long Play'ler, kırkbeşlikler ve gönüllere damga vuran şarkılar vardır.

İşte yetmişler, böyle zamanlardı. Uzay 1999’u izlerken, içinde olduğumuz yıllar bize çok uzak gelirdi. Uzak yakın oldu ama sanırım zaman delirdi. Semptomlar biraz devam edecek elbette ama zaman iyileşecek eminim. Sevgi ve sağlıkla kalın..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.