Erhürman, AİHM kararından sonra yapılan açıklamalara işaret etti: "Seçim maksatları doğrultusunda algıya oynamayın”
Erhürman, AİHM kararından sonra yapılan açıklamalara işaret etti: "Seçim maksatları doğrultusunda algıya oynamayın”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis’te yaptığı konuşmada “Seçim maksatları doğrultusunda algıya oynamayın” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz günlerde çıkan AİHM kararına işaret eden Erhürman, mahkemenin verdiği ve olumsuz unsurlar içeren kararın, olumluymuş gibi anlatmaya çalışıldığına dikkat çekti.
“Kararda pozitif bir şey yok”
Geçtiğimiz günlerde çıkan AİHM kararından sonra yapılan yorumları ve açıklamaları anlamakta büyük güçlük çektiğine vurgu yapan Erhürman, “Sayın Ersin Tatar adına yapılan açıklamaları anlamakta büyük güçlük çektim. TMK, herkesin malumu olduğu üzere, biraz da bizim çocuğumuzdur. TMK’yı yıpratacak herhangi bir açıklamayı doğru bulmam. Sonrasında Ersin Tatar’ın açıklamalarını dinlediğimde şaşkınlık içerisinde kaldım. Bu karar, bırakın bir başarı öyküsü ya da zafer olarak lanse edilmeyi, doğru bir şekilde yorumlanacaksa, aslında TMK’nın 2005’te örülmüş son derece sağlam surlarında açılan bir gediktir. Kararın her yerinde bu açıkça bellidir” dedi. 2010’da Demopoulos kararıyla TMK'nın etkili bir iç hukuk yolu olduğunun kabul edildiğini anımsatan Erhürman, “Peki bu yeni kararda TMK açısından pozitif anlamda yeni bir şey söylendi mi? Hayır. Pozitif anlamda hiçbir yeni şey söylenmedi. TMK, 2010’dan beri etkili bir iç hukuk yoludur ve bu da 2005’te yapısının sağlam örülmüş olmasından kaynaklanır. TMK, 2010’dan bu yana iade, takas ve tazminat seçeneklerine sahiptir” diye konuştu. Bazı kavramların birbiriyle karıştırıldığını belirten Erhürman, AİHM’nin, söz konusu kararında “TMK etkili iç hukuk yolu değildir” demediğini; zaten böyle bir şeyin de beklenmediğini kaydetti.
“Yeni politikalarınız TMK açısından risk yarattı”
“Asıl sıkıntı, Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'ndedir. Bu konu 6 ay sonrasına ertelenmiştir ve TMK’nın etkili bir iç hukuk yolu olup olmadığı yeniden değerlendirilecektir” diyen Erhürman, söz konusu dava özelinde negatif bir sonuç olduğunu yineledi. Tufan Erhürman, “Sadece son iki sayfayı okursanız, bu kararla birlikte ilk defa negatif şekilde ortaya çıkan sonuçları görürsünüz. AİHM, davalı konumundaki Türkiye Cumhuriyeti’nin “iç hukuk yolları henüz tüketilmemiştir” yönündeki savunmasına rağmen itirazı reddetti. Mesele TMK önünde askıda olmasına rağmen AİHM, “geri göndermiyorum” dedi. Daha da ağır olan ise, maddi tazminat meselesini kendi gündemine almasıdır. TMK’ya “maddi tazminatı hazırlasın da bildirsin” demedi” diye konuştu. Buradaki esas tehlikeye işaret eden Erhürman, “Luizidu davasını çağrıştıran, kullanım kaybından doğan zararın tazminine dair bir yaklaşımdır. Bunların hiçbiri TMK açısından yeni ve pozitif gelişmeler değildir, aksine negatif gelişmelerdir” dedi. Bu dava gibi başka davalar varsa, onların da aynı süreci izlemesinin yolunun açıldığına dikkat çeken Erhürman, “Seçim maksatları doğrultusunda algıya oynamayın. Yeni politikalarınız TMK açısından risk yarattı. Bu risk, TMK’nın “etkili iç hukuk yolu” olma niteliğini henüz ortadan kaldırmadı; ancak 6 ay sonra Delegeler Komitesi’nde konuşulacak konulardan biri budur” dedi.
“Kimse algı operasyonuna girişmesin”
“Algı operasyonları mı yapılıyor? Biz bunu fark etmeyecek miyiz?” diye soran Erhürman, söz konusu mahkeme kararının bir uyarı niteliğinde olduğunu vurguladı. Tufan Erhürman, “Bu karar bize, “süreler konusunda hassas olun” uyarısıdır. Ne AİHM ne de başka bir makam, TMK’nın bu ülkedeki tüm mülkiyet sorunlarını çözmesini bekler ya da bekleyebilir. TMK’yı kuran bizler, zaten en başında bu gerçeği söyledik” dedi. Erhürman, “Mülkiyet sorunu, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüyle halledilebilir” ifadelerini kullandı. “Mahkeme kararlarını doğru okuyamazsak, 6 ay sonra nelerle karşılaşabileceğimizi kestirmek mümkün olmaz” diyen Erhürman, TMK’nın, bu ülkede onlarca yıl içerisinde kurulmuş en önemli komisyonlardan biri olduğunu vurguladı. Mahkemenin verdiği ve olumsuz unsurlar içeren kararın, olumluymuş gibi anlatmaya çalışıldığına dikkat çeken Erhürman, “Kimse algı operasyonuna girişmesin. Daha da kötüsü, okunan anlaşılmıyorsa, felaketle karşı karşıyayız demektir” dedi. Şu anda İran ile İsrail arasında yaşanan gelişmelerin, bizim kontrol edebileceğimiz şeyler olmadığına dikkat çeken Erhürman, “Ancak bizi de etkileme ihtimali maalesef yüksek. Bu saatten sonra “şunu yapalım, bunu yapalım” tartışmalarına girecek değilim ama bu gelişmelerin bize başka şeyler gösterdiğini ve dikkate almamız gerektiğini vurgulama ihtiyacı duyuyorum. Kavramlar birbirine karıştırıldı, adeta salata yapıldı. "Egemen eşitlik" kavramı var ya, bazen "eşit egemenlik"le karıştırılıyor. Eşit egemenlik; Kıbrıs Rum halkı ne kadar egemense, Kıbrıs Türk halkı da o kadar egemendir demektir. Bir egemenliğin paylaşılması anlamına gelir” dedi. “Eşit egemenlik değil, egemen eşitlik istiyorum” dediğinizde, bu adadaki egemenliği Hristodulidis’in kucağına bırakmış oluyorsunuz” diyen Erhürman, "Eşit egemenlik" kavramının BM kararlarında da olduğunu hatırlattı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.