Atakom
Serena
girne belediyse
GRAND SAPHIRE

Kıbrıs meselesiyle ilgili "Suç Kimde? kitabı yayımladı

KÜLTÜR - SANAT 28.07.2024 - 18:21, Güncelleme: 28.07.2024 - 18:24
 

Kıbrıs meselesiyle ilgili "Suç Kimde? kitabı yayımladı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Kıbrıs meselesinin geçmişine ışık tutmak amacıyla "Suç Kimde? Bugün Geçmişten Ayrı Düşünülemez" adlı kitap yayımladı.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Kıbrıs meselesinin, sadece 1974 olaylarına indirgenerek Ada'nın kadim ve asli unsuru olan Kıbrıs Türklerinin dünyadan koparılmasını ve yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı bulunmamaktadır. Hukuki temeli bulunmayan ve tamamen siyasi olan kısıtlamaların kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak arzumuzdur.' ifadelerini kullandı. Kitabın takdim yazısını kaleme alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs meselesini, "uluslararası ilişkiler alanının belki de en uzun süre müzakere edilen ve çözüme kavuşmayan karmaşık bir fenomen" şeklinde nitelendirdi. Erdoğan, "Tarih boyunca çeşitli etnik ve siyasi gerginlikler, jeopolitik çıkarlar ve uluslararası müdahalelerle şekillenen tarihsel geri planın belgelendirilerek anlatılması ve Ada'nın sosyolojik dokusunun anlaşılması, çözüme sunulacak katkının olmazsa olmazıdır." değerlendirmesinde bulundu. Özellikle 1960'lı yıllardan itibaren Kıbrıs Adası'nda yaşanan etnik ve siyasi gerginliklerin bugüne kadar uzanan meselenin temelini oluşturduğunu anımsatan Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca maruz kaldığı haksızlıklar ve saldırıların, bugünkü sorunların anlaşılması için kritik bir perspektif sunduğuna dikkati çekti. Ada'da yaşayan Türk ve Rum toplumları arasında 1960'lı yıllarda başlayan ve 1963'te yoğunlaşarak Türk toplumunu hedef alan saldırıların, Türk toplumunun güvenliğini tehlikeye attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:  "Elbette Ada'daki Türk varlığının yok edilmesine yönelik faaliyetler, Ada'nın stratejik konumu ve Ada üzerinde hakimiyet kurma çabalarıyla yakından ilişkilidir ve bunlardan bağımsız düşünülemez. Ada'daki Türk toplumuna yönelik katliamlar, Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması Enosis hedefiyle birlikte, Kıbrıs'taki Türk toplumunun varlığını tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. Bu dönemde, Kıbrıs Türk halkı, kendi güvenliği ve varlığını koruma mücadelesi vermiştir. Etnik bir temizlik planı çerçevesinde Rum saldırıları ve Enosis hedefi, Kıbrıs Türk toplumunun varlığını tehdit ederek Türkiye'nin 1974'teki müdahalesini zorunlu kılmıştır. Türkiye, garantörlük hakkını kullanarak, bütün siyasi ve diplomatik yolları denedikten sonra Kıbrıs Türk halkını korumak ve Ada'da barışı sağlamak amacıyla 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, Kıbrıs meselesini, 20 Temmuz 1974 tarihinde başlamış kabul etmek, bu tarihten çok önce başlayan sorunları, özellikle 1963-1974 arası yaşanan etnik ve siyasi mücadeleleri, Kıbrıs Türklerine yapılan zulümleri yok saymak anlamına gelecektir. Bu durum da gerçeklik bağlamından kopartılmış bir meseleye, hakiki ve adil çözümler bulmayı zorlaştıracaktır."
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Kıbrıs meselesinin geçmişine ışık tutmak amacıyla "Suç Kimde? Bugün Geçmişten Ayrı Düşünülemez" adlı kitap yayımladı.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Kıbrıs meselesinin, sadece 1974 olaylarına indirgenerek Ada'nın kadim ve asli unsuru olan Kıbrıs Türklerinin dünyadan koparılmasını ve yok sayılmasını haklı gösterecek hiçbir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı bulunmamaktadır. Hukuki temeli bulunmayan ve tamamen siyasi olan kısıtlamaların kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak arzumuzdur.' ifadelerini kullandı.


Kitabın takdim yazısını kaleme alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs meselesini, "uluslararası ilişkiler alanının belki de en uzun süre müzakere edilen ve çözüme kavuşmayan karmaşık bir fenomen" şeklinde nitelendirdi.

Erdoğan, "Tarih boyunca çeşitli etnik ve siyasi gerginlikler, jeopolitik çıkarlar ve uluslararası müdahalelerle şekillenen tarihsel geri planın belgelendirilerek anlatılması ve Ada'nın sosyolojik dokusunun anlaşılması, çözüme sunulacak katkının olmazsa olmazıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle 1960'lı yıllardan itibaren Kıbrıs Adası'nda yaşanan etnik ve siyasi gerginliklerin bugüne kadar uzanan meselenin temelini oluşturduğunu anımsatan Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca maruz kaldığı haksızlıklar ve saldırıların, bugünkü sorunların anlaşılması için kritik bir perspektif sunduğuna dikkati çekti.


Ada'da yaşayan Türk ve Rum toplumları arasında 1960'lı yıllarda başlayan ve 1963'te yoğunlaşarak Türk toplumunu hedef alan saldırıların, Türk toplumunun güvenliğini tehlikeye attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: 
"Elbette Ada'daki Türk varlığının yok edilmesine yönelik faaliyetler, Ada'nın stratejik konumu ve Ada üzerinde hakimiyet kurma çabalarıyla yakından ilişkilidir ve bunlardan bağımsız düşünülemez. Ada'daki Türk toplumuna yönelik katliamlar, Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması Enosis hedefiyle birlikte, Kıbrıs'taki Türk toplumunun varlığını tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. Bu dönemde, Kıbrıs Türk halkı, kendi güvenliği ve varlığını koruma mücadelesi vermiştir.


Etnik bir temizlik planı çerçevesinde Rum saldırıları ve Enosis hedefi, Kıbrıs Türk toplumunun varlığını tehdit ederek Türkiye'nin 1974'teki müdahalesini zorunlu kılmıştır. Türkiye, garantörlük hakkını kullanarak, bütün siyasi ve diplomatik yolları denedikten sonra Kıbrıs Türk halkını korumak ve Ada'da barışı sağlamak amacıyla 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, Kıbrıs meselesini, 20 Temmuz 1974 tarihinde başlamış kabul etmek, bu tarihten çok önce başlayan sorunları, özellikle 1963-1974 arası yaşanan etnik ve siyasi mücadeleleri, Kıbrıs Türklerine yapılan zulümleri yok saymak anlamına gelecektir. Bu durum da gerçeklik bağlamından kopartılmış bir meseleye, hakiki ve adil çözümler bulmayı zorlaştıracaktır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.