1930 yılında kurulan ve hem Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) hem de Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) kurucu üyesi olan Kıbrıs Türk futbolunun efsanesi, en fazla şampiyonluk yaşayan takımı Çetinkaya 90 yıllık tarihinde ilk kez bir alt lige düştü. Bu düşüşün sadece bu yıla bağlanması yanlış olur. Özellikle son 7 yılda üst sıralardan uzak kalan ve şampiyonluk kazanamayan Çetinkaya, 2015-2016 yılında Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) destekli takımıyla son maçta kaçırdığı şampiyonluktan sonra iyice düşüşe geçti.    Özellikle bu sezon, sezon başından itibaren gerek transfer stratejisi gerekse de kendi içerisinde yaşadığı sıkıntılardan dolayı kaçınılmaz son geldi. Sezon başında elini hangi oyuncuya attıysa o oyuncu bir şekilde takımdan koptu. Özellikle Remzi Betmezoğlu transferini yapamaması sarı kırmızılı ekibin golcü problemini gün yüzüne çıkardı. İlk devrede ilk 9 maçta 0 puan alan Çetinkaya’da yerli ve yabancı oyuncular bir türlü beklenen düzeyde performans sergileyemedi. Özet olarak koskoca sezonda Çetinkaya’da iş yapan ve göze batan, fark yaratan tek oyuncu Mustafa Yaşınses oldu.    Sezon başında takıma katılan Matthew Boniface gol yollarında takıma katkı koyup, arkadaşlarına da boş alan yaratmasıyla Çetinkaya’da etki gösterirken, ikinci devrede bu oyuncudan vazgeçilerek, vasat denilecek Samuel Dorgbele kadroya katıldı. Bu hamle Çetinkaya’nın gol yollarında iyice sıkıntı yaşamasına ve formda Mustafa Yaşınses’in de tek başına kalmasına sebep oldu. Yine takıma katılan Emir, Emek, Toykan gibi oyuncular da takıma bir türlü uyum sağlayamadı ve katkı koyamadı. Bana göre ligin en kötü yabancı futbolcuları da Çetinkaya’daydı. Özellikle alt sıralardaki takımlarda yabancı oyuncuların performansı bunun en büyük göstergesi. Düzkaya’nın yabancı kalitesi, yine Baf Ülkü Yurdu, Gönyeli’nin yabancı oyuncularının katkıları, ilk devrede Hamitköy’e inanılmaz puanlar kazandıran John Ebuka’nın bu takımda yaptıkları bunu kanıtlar nitelikte.   Sonuç olarak efsane Çetinkaya önümüzdeki sezon K-Pet 1.Lig’de mücadele edecek. Bu bir son mu? Değil elbette. Bugün dünyada Juventus gibi, Chelsea gibi dünya devleri de alt liglerde mücadele edip geri gelip şampiyonluklar yaşadı ve zirveyi gördü. Çetinkaya da bunu yapabilecek bir camiadır.    Ha Çetinkaya için gönül isterdi ki yeni yapılanma Süper Lig’de olsun, ancak 1.Lig de yeniden yapılanma için uygun bir ligdir. Çetinkaya camiası bir an evvel kolları sıvayıp iç transferi bitirmeli ve kimlerle yola devam edeceğini belirlemeli. Bu bağlamda takımın genç yıldızları, 1930 yılında kurulan ve hem Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) hem de Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) kurucu üyesi olan Kıbrıs Türk futbolunun efsanesi, en fazla şampiyonluk yaşayan takımı Çetinkaya 90 yıllık tarihinde ilk kez bir alt lige düştü. Bu düşüşün sadece bu yıla bağlanması bana göre yanlış olur. Özellikle son 7 yılda üst sıralardan uzak kalan ve şampiyonluk kazanamayan Çetinkaya, 2015-2016 yılında Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) destekli takımıyla son maçta kaçırdığı şampiyonluktan sonra iyice düşüşe geçti.    Çetinkaya tarihi boyunca hep transferlerle bir yerlere gelmiş bir camia oldu. Geçmişte de köylerdeki yıldız isimleri transfer eder, Süper Lig’de şampiyonluklar yaşardı. Bunu bu kez alt ligde yapabilir. Zira köy takımlarında yetenekli futbolcular mevcut. Alt ligde yapılanıp üst ligde kalıcı ve bir sonraki aşamaya göre de Süper Lig’de şampiyonluğa oynayacak bir takım yaratılabilir. Urcan Vangöl Akademi bu bağlamda camia için çok önemli. Buradan çıkacak yıldızlar, Çetinkaya kültürünü benimseyip forma aşkı ile bu takıma gelecekte önemli şeyler katabilir.   Çetinkaya camiası başını öne eğmesin. Başını kaldırsın ve kendi hatalarından dersler çıkarsın. Doğru yapılanma bu takımın olmazsa olmazıdır. Ben hep şunu derim; “Kıbrıs Türk futbolunun Çetinkaya’ya, Çetinkaya’nın da Kıbrıs Türk futboluna çok ihtiyacı vardır.” Çetinkaya efsanedir ve Süper Lig’in de olmazsa olmazıdır…