Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Mustafa Özsoy
Köşe Yazarı
Mustafa Özsoy
 

İsteyince oluyormuş...

Nicosia Group Kıbrıs Kupası’nda Mağusa Türk Gücü ile Yenicami takımı dün akşam Lefkoşa Atatürk Stadı’nda sezonun kapanışını müthiş bir finalle yaptılar. Keyifli, görsel açıdan da kaliteli bir futbol akşamına bizler de şahit olduk. Maçın analizine geçmeden önce bu güzellikleri yaşatanlara teşekkür etmek herkesin görevidir. Öncelikle organizasyonda örnek bir işbirliğine imza atan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) ile Nicosia Group’a bu harika ortam için teşekkür ederiz. Maçın başındaki görsel şovlar, Atatürk Stadı’nın süslenmesi, tribünlerin rengarenk bir ortam oluşturması, maç esnasındaki organizasyon, maç sonundaki kupa seremonisi ilk kez bizlerin yaşadığı bir ortamdı. Özellikle kupa seremonisindeki organizasyon, havai fişek ve konfeti yağmuru altında Yenicami’nin kupayı kaldırması, uzun yıllar akıllarda kalan fotoğraf kareleri oluşturdu.   Özelde futbolumuzun genelde ise Kıbrıs Türk sporunun en büyük sorunu sponsor sorunudur. Maalesef devletimiz de bu konuda çok fazla adım atmıyor. Nicosia Group Direktörü Abdullah Uluçhan gibi birkaç iş insanımız dışında spora ciddi meblağlarda destek veren kişiler maalesef yok. Olmadıkları için suçlayamayız ama bu iş insanlarını bu camiaların içerisinde çekmek, cezbedici bir şekilde kulüplere maddi manevi katkı sağlamaları gereken ortamı hazırlamak devletin görevidir. Yıllardır dilimizde tüy bitti sponsorluk yasasının varlığının gerekliliği için ancak değişen bir şey de olmadı. Oysa büyük şirketlerin kulüplere yaptığı katkıyı göz önünde bulundurarak en azından vergiden belli bir yüzde ile indirimden yararlanması ne kadar zor olabilir. Bu konuda yapılması gereken Abdullah Uluçhan ve onun gibi insanlarımızı bu tarz işlerin içine sokmaktır. Aldığım duyumlara göre Abdullah Uluçhan’ın 200 bin TL’lik sponsorluğun yanı sıra, final organizasyonu için 300-400 bin TL gibi bir harcama yaptığı ve bunların yanında zengin hediyelerle bunu katladığıdır. Yine KTFF’nin ödül gecesinde de Abdullah Uluçhan’ın gecenin organizasyonunda başrol üstlenmek istediğimi öğrendim. Ülke futbolunun marka değerini artırmak için bu denli yüksek meblağları futbola akıtan Uluçhan gibi iş insanlarımızı artırmamız gereklidir. Bu maçta futbolcular futbolcu olduğunu, teknik adamlar teknik adam olduğunu, seyirci futbol maçı izlediğini ve basın mensupları da basın mensupluğunu anlamış oldu. Dilerim bu ortamları sık sık yaşarız, çünkü biz futbolu ve sporu çok seviyoruz.   Maça gelecek olursak. Bu sezon belki de en çok keyif aldığım maçlardan birini izledim. Tam bir taktik savaşı içerisinde geçen ve futbolcuların da “futbol oynamaya” odaklandığı bir maç oldu. Yenicami, Mağusa Türk Gücü karşısında kontra ve çok adamla hızlı hücumlar gerçekleştirmeye çalıştı ve bu ataklardan bulduğu gollerle skor avantajını eline aldı. Özellikle beklerde Sadıklar ve Hasan’ın etkin oyunu, MTG’nin en önemli silahları Peter Ebi ve Dinopeter’in istediklerini yapamamasını sağladı. Yine savunmanın göbeğinde Mehmet Göktaş da yerinde hamleleri ile MTG’nin kritik ataklarını kesti. Ancak kaleci Ercan’ın özellikle maçın kırılma anlarında yaptığı kritik kurtarışla şampiyonluğun kilit faktörüydü. Yenicami’de kadroyu ilk gördüğümde Mehmet Altın’ın olmamasına şaşırdım, ancak Altın ikinci devre oyuna girince sebebini anladım. Neredeyse aldığı bütün topları ezen bir futbol sergiledi. İlk devrede Hascan’ın üstlendiği o oyun kurucu özelliğini kullanamadı. Hascan’ın erken sarı kartının bu değişikliğin sebebi olduğunu düşünüyorum.   Mağusa Türk Gücü ise şampiyonluğun verdiği rehavetle bu maça başladı. Maçın başındaki tutuk ve yorgun futbol, Yenicami’deki isteğe karşılık verememesine sebep oldu. En önemli oyuncuları Dinopeter ve Peter Ebi’nin gününde olmaması, özellikle Peter Ebi’nin altı pas içerisinde yüzde yüzlük 2 gol fırsatını tepmesi MTG’nin oyuna ortak olacağı anlarda demoralize olmasını sağladı. Yine şampiyonluğun kilit adamlarından Yasin Kurt’un sağdan bindirerek yaptığı ortaları bu maçta çok fazla göremedik. Yasin yine de elinden geleni yapıp iki kez iyi orta yaptı ancak Peter Ebi adeta bu ikramları elinin tersiyle itti. Tabi burada Yenicami’nin genç futbolcusu Hasan Ulukök’ün performansının etkisi var. Genç oyuncu, tecrübeli Yasin’i bir çok pozisyonda ekarte etti ve girdiği mücadelelerin çoğunu kazandı. Burada Ali Oraloğlu’nun oyuna hamle konusunda ve maçın başında çıktığı kadroda sıkıntılar vardı. Milli takımın sol beki Mehmet Erol’un sol bek yerine orta sahada oynayıp, Sami Ergazi’nin sol bekte oynaması Yenicami’nin işine geldi. Bakıldığında Yenicami’nin ilk iki golü MTG’nin sol kanadından geldi. Yine oyuna hamle konusunda Şenol ve Uğur hamlesinin çok geç geldiği düşüncesindeyim. Pandemi sonrası MTG’nin en formda oyuncusu olan Şenol ya bu maça ilk 11 başlamalıydı ya da oyuna daha erken alınmalıydı. Ancak herşeye rağmen sıcak havada iyi mücadele eden bir Mağusa Türk Gücü takımı izledik. Sonuçta bu takımın ve Ali Oraloğlu’nun geçen sezon yaptıkları ortadadır. Geçen sezonu çifte kupayla, bu sezonu da rekorlarla şampiyon tamamlayan bir takımdan bahsediyoruz. Dünkü maçta sadece gol noktalarındaki beceriksizlik ve belki de uzun geçen sezonun yorgunluğunun şanssızlığını yaşadılar.   Bu iki takımın Süper Kupa maçını da iple çekiyoruz. Zira özellikle son 3-4 yılda iki takım arasında da tatlı bir rekabet yaşanıyor. Her iki takımın taraftar gruplarının sosyal medyadaki tatlı atışmaları da futbolumuza renk ve kalite getiriyor. İşin içine küfür ve kavga girmedikçe bu tarz atışmalar gerek camialara gerekse de futbolculara ve taraftarlara ayrı bir motivasyon kaynağı oluşturur.   Maçın hakemi Osman Özpaşa’ya gelecek olursak, çok da konuşacak bir şey yok demek isterim. Bir hakem bir maçta konuşulmazsa demek ki başarılı bir maç çıkartmıştır. Özpaşa’nın oyunu oynatma isteği, dün akşamki hızlı ve keyifli futbolun varlığının da sebebidir. Yardımcıları ile birlikte çok iyi bir final çıkarttığını söylemek gerek.
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2020 - Cumartesi

İsteyince oluyormuş...

Nicosia Group Kıbrıs Kupası’nda Mağusa Türk Gücü ile Yenicami takımı dün akşam Lefkoşa Atatürk Stadı’nda sezonun kapanışını müthiş bir finalle yaptılar. Keyifli, görsel açıdan da kaliteli bir futbol akşamına bizler de şahit olduk. Maçın analizine geçmeden önce bu güzellikleri yaşatanlara teşekkür etmek herkesin görevidir. Öncelikle organizasyonda örnek bir işbirliğine imza atan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) ile Nicosia Group’a bu harika ortam için teşekkür ederiz. Maçın başındaki görsel şovlar, Atatürk Stadı’nın süslenmesi, tribünlerin rengarenk bir ortam oluşturması, maç esnasındaki organizasyon, maç sonundaki kupa seremonisi ilk kez bizlerin yaşadığı bir ortamdı. Özellikle kupa seremonisindeki organizasyon, havai fişek ve konfeti yağmuru altında Yenicami’nin kupayı kaldırması, uzun yıllar akıllarda kalan fotoğraf kareleri oluşturdu.

 

Özelde futbolumuzun genelde ise Kıbrıs Türk sporunun en büyük sorunu sponsor sorunudur. Maalesef devletimiz de bu konuda çok fazla adım atmıyor. Nicosia Group Direktörü Abdullah Uluçhan gibi birkaç iş insanımız dışında spora ciddi meblağlarda destek veren kişiler maalesef yok. Olmadıkları için suçlayamayız ama bu iş insanlarını bu camiaların içerisinde çekmek, cezbedici bir şekilde kulüplere maddi manevi katkı sağlamaları gereken ortamı hazırlamak devletin görevidir. Yıllardır dilimizde tüy bitti sponsorluk yasasının varlığının gerekliliği için ancak değişen bir şey de olmadı. Oysa büyük şirketlerin kulüplere yaptığı katkıyı göz önünde bulundurarak en azından vergiden belli bir yüzde ile indirimden yararlanması ne kadar zor olabilir. Bu konuda yapılması gereken Abdullah Uluçhan ve onun gibi insanlarımızı bu tarz işlerin içine sokmaktır. Aldığım duyumlara göre Abdullah Uluçhan’ın 200 bin TL’lik sponsorluğun yanı sıra, final organizasyonu için 300-400 bin TL gibi bir harcama yaptığı ve bunların yanında zengin hediyelerle bunu katladığıdır. Yine KTFF’nin ödül gecesinde de Abdullah Uluçhan’ın gecenin organizasyonunda başrol üstlenmek istediğimi öğrendim. Ülke futbolunun marka değerini artırmak için bu denli yüksek meblağları futbola akıtan Uluçhan gibi iş insanlarımızı artırmamız gereklidir. Bu maçta futbolcular futbolcu olduğunu, teknik adamlar teknik adam olduğunu, seyirci futbol maçı izlediğini ve basın mensupları da basın mensupluğunu anlamış oldu. Dilerim bu ortamları sık sık yaşarız, çünkü biz futbolu ve sporu çok seviyoruz.

 

Maça gelecek olursak. Bu sezon belki de en çok keyif aldığım maçlardan birini izledim. Tam bir taktik savaşı içerisinde geçen ve futbolcuların da “futbol oynamaya” odaklandığı bir maç oldu. Yenicami, Mağusa Türk Gücü karşısında kontra ve çok adamla hızlı hücumlar gerçekleştirmeye çalıştı ve bu ataklardan bulduğu gollerle skor avantajını eline aldı. Özellikle beklerde Sadıklar ve Hasan’ın etkin oyunu, MTG’nin en önemli silahları Peter Ebi ve Dinopeter’in istediklerini yapamamasını sağladı. Yine savunmanın göbeğinde Mehmet Göktaş da yerinde hamleleri ile MTG’nin kritik ataklarını kesti. Ancak kaleci Ercan’ın özellikle maçın kırılma anlarında yaptığı kritik kurtarışla şampiyonluğun kilit faktörüydü. Yenicami’de kadroyu ilk gördüğümde Mehmet Altın’ın olmamasına şaşırdım, ancak Altın ikinci devre oyuna girince sebebini anladım. Neredeyse aldığı bütün topları ezen bir futbol sergiledi. İlk devrede Hascan’ın üstlendiği o oyun kurucu özelliğini kullanamadı. Hascan’ın erken sarı kartının bu değişikliğin sebebi olduğunu düşünüyorum.

 

Mağusa Türk Gücü ise şampiyonluğun verdiği rehavetle bu maça başladı. Maçın başındaki tutuk ve yorgun futbol, Yenicami’deki isteğe karşılık verememesine sebep oldu. En önemli oyuncuları Dinopeter ve Peter Ebi’nin gününde olmaması, özellikle Peter Ebi’nin altı pas içerisinde yüzde yüzlük 2 gol fırsatını tepmesi MTG’nin oyuna ortak olacağı anlarda demoralize olmasını sağladı. Yine şampiyonluğun kilit adamlarından Yasin Kurt’un sağdan bindirerek yaptığı ortaları bu maçta çok fazla göremedik. Yasin yine de elinden geleni yapıp iki kez iyi orta yaptı ancak Peter Ebi adeta bu ikramları elinin tersiyle itti. Tabi burada Yenicami’nin genç futbolcusu Hasan Ulukök’ün performansının etkisi var. Genç oyuncu, tecrübeli Yasin’i bir çok pozisyonda ekarte etti ve girdiği mücadelelerin çoğunu kazandı. Burada Ali Oraloğlu’nun oyuna hamle konusunda ve maçın başında çıktığı kadroda sıkıntılar vardı. Milli takımın sol beki Mehmet Erol’un sol bek yerine orta sahada oynayıp, Sami Ergazi’nin sol bekte oynaması Yenicami’nin işine geldi. Bakıldığında Yenicami’nin ilk iki golü MTG’nin sol kanadından geldi. Yine oyuna hamle konusunda Şenol ve Uğur hamlesinin çok geç geldiği düşüncesindeyim. Pandemi sonrası MTG’nin en formda oyuncusu olan Şenol ya bu maça ilk 11 başlamalıydı ya da oyuna daha erken alınmalıydı. Ancak herşeye rağmen sıcak havada iyi mücadele eden bir Mağusa Türk Gücü takımı izledik. Sonuçta bu takımın ve Ali Oraloğlu’nun geçen sezon yaptıkları ortadadır. Geçen sezonu çifte kupayla, bu sezonu da rekorlarla şampiyon tamamlayan bir takımdan bahsediyoruz. Dünkü maçta sadece gol noktalarındaki beceriksizlik ve belki de uzun geçen sezonun yorgunluğunun şanssızlığını yaşadılar.

 

Bu iki takımın Süper Kupa maçını da iple çekiyoruz. Zira özellikle son 3-4 yılda iki takım arasında da tatlı bir rekabet yaşanıyor. Her iki takımın taraftar gruplarının sosyal medyadaki tatlı atışmaları da futbolumuza renk ve kalite getiriyor. İşin içine küfür ve kavga girmedikçe bu tarz atışmalar gerek camialara gerekse de futbolculara ve taraftarlara ayrı bir motivasyon kaynağı oluşturur.

 

Maçın hakemi Osman Özpaşa’ya gelecek olursak, çok da konuşacak bir şey yok demek isterim. Bir hakem bir maçta konuşulmazsa demek ki başarılı bir maç çıkartmıştır. Özpaşa’nın oyunu oynatma isteği, dün akşamki hızlı ve keyifli futbolun varlığının da sebebidir. Yardımcıları ile birlikte çok iyi bir final çıkarttığını söylemek gerek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.