Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

BU KADARI OLMAZ

Bazen bazı olaylar olur ve “bu kadarı olmaz” dedirtir insana.. Bugün Pazar ve siyasetin uzağında tam da bu sözü yaşatan bir anımı paylaşmak isterim. 9 yıl önce Genç TV’de Yansımalar Programı  konuğum 1983’te Kurucu Meclis’te üyelik, kurulan ilk Cumhuriyet Hükümeti’nde İskan Bakanlığı yapan, 1985-1993 yıllarında Meclis Başkanlığı görevini yürüten sayın Hakkı Atun.. O dönem programlar tarihi kayıt niteliğinde olduğu için çekim ve montaja çok özen gösteriliyor, stüdyo olarak da Merit Crystal Cove Otel’de Alsancak salonu görsel şölen sunarcasına hazırlanıyordu. Demet Gencelli ve Okan Alan ikilisinin konuğa özel seçtiği şarkılar, Recep Tokyürek’in stüdyomuzu çiçeklerlerle bezemesi ile şölen tamamlanıyordu. Bu detayları özellikle yazıyorum, harcanan emekler sonucu başımıza gelenlerin ne anlama geldiği anlaşılsın diye.. Çekim günü Hakkı bey kucaklar dolusu albümlerle geldi. Seçtiğimiz fotoğraflarla, anlatılan tarihi olaylarla yine hepimizi çok etkileyen bir çekim yaptık. Aynı gece Genç TV’nin kurucusu ve benim televizyon dünyasına attığım ilk adımın mimarı Ertan Birinci aradı. Aramızda geçen diyalog birebir aşağıdadır. - Tansiyonun varsa ilaç iç.  - Hayırdır?? - Böyle bir şey olamaz.  Başımıza böyle bir şey ilk defa geliyor. Tek bir kayıt yok. Hakkı beye nasıl söyleyeceğiz?? Yavuz Apaydın aklını kaçırmak üzere.. - Ben Hakkı beyi mümkün değil arayamam. Şu anda bile bayılmak üzereyim. - Aman, dur! Ben arıyorum.  Beş dakika sonra Ertan bey tekrar aradı. “Müthiş bir insan Hakkı bey, olgunlukla karşıladı. Dert etmeyin. Dilek hanım beni arasın. Yeni günü belirleyelim dedi.” diyen sesi duyunca kızgın yağ dökülmüş gibi sızlayan içime serin sular döküldü. Tevazu abidesi Hakkı bey beni sakinleştirdi ve sıcağı sıcağına hemen çekelim diye iki gün sonrasına anlaştık.. Sonrası daha da beter, yazarken bile yine strese girdim. SONRA NE OLDU BİLİYOR MUSUNUZ? Ertesi güne 40 derece dirençli bir ateşle uyandım. Tüm müdahalelere rağmen ikinci gün ateş hala 39... Telefonum çaldı. Arayanın Hakkı bey olduğunu görünce ateşten sesini duyduğum nabız atışlarım davul sesi düzeyine ulaşmıştı.. Çünkü, o an hiç kimseye çekim hakkında bilgi veremediğim gerçeği ile yüzleştim. Açtım telefonu.. - Dilek hanım ben oteldeyim, burada hiç kimse yok!!!” Ateşin şuursuzluğu da eklenince kendimi sözlerimle o kadar hırpaladım ki beni sakinleştirmek yine Hakkı beye düştü.  Ayyy artık yazıyı bitireyim. Çünkü o günkü duygularımı aynen yaşamaya başladım. Sonuç; bir hafta sonra bu kez Lefkoşa Merit Otel’de çekimimizi sağ salim yapabildik. Tarihi kayıtlara her anlamda unutulmayacak bir program daha teslim ettik. O gün “Yolda 7 Ayetel Kürsi okudum” diyerek çekime gelen Hakkı bey hakkınızı helal edin
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2020 - Pazar

BU KADARI OLMAZ

Bazen bazı olaylar olur ve “bu kadarı olmaz” dedirtir insana..

Bugün Pazar ve siyasetin uzağında tam da bu sözü yaşatan bir anımı paylaşmak isterim.

9 yıl önce Genç TV’de Yansımalar Programı  konuğum 1983’te Kurucu Meclis’te üyelik, kurulan ilk Cumhuriyet Hükümeti’nde İskan Bakanlığı yapan, 1985-1993 yıllarında Meclis Başkanlığı görevini yürüten sayın Hakkı Atun..

O dönem programlar tarihi kayıt niteliğinde olduğu için çekim ve montaja çok özen gösteriliyor, stüdyo olarak da Merit Crystal Cove Otel’de Alsancak salonu görsel şölen sunarcasına hazırlanıyordu. Demet Gencelli ve Okan Alan ikilisinin konuğa özel seçtiği şarkılar, Recep Tokyürek’in stüdyomuzu çiçeklerlerle bezemesi ile şölen tamamlanıyordu. Bu detayları özellikle yazıyorum, harcanan emekler sonucu başımıza gelenlerin ne anlama geldiği anlaşılsın diye..

Çekim günü Hakkı bey kucaklar dolusu albümlerle geldi. Seçtiğimiz fotoğraflarla, anlatılan tarihi olaylarla yine hepimizi çok etkileyen bir çekim yaptık.

Aynı gece Genç TV’nin kurucusu ve benim televizyon dünyasına attığım ilk adımın mimarı Ertan Birinci aradı. Aramızda geçen diyalog birebir aşağıdadır.

- Tansiyonun varsa ilaç iç. 
- Hayırdır??
- Böyle bir şey olamaz.  Başımıza böyle bir şey ilk defa geliyor. Tek bir kayıt yok. Hakkı beye nasıl söyleyeceğiz?? Yavuz Apaydın aklını kaçırmak üzere..
- Ben Hakkı beyi mümkün değil arayamam. Şu anda bile bayılmak üzereyim.
- Aman, dur! Ben arıyorum. 
Beş dakika sonra Ertan bey tekrar aradı. “Müthiş bir insan Hakkı bey, olgunlukla karşıladı. Dert etmeyin. Dilek hanım beni arasın. Yeni günü belirleyelim dedi.” diyen sesi duyunca kızgın yağ dökülmüş gibi sızlayan içime serin sular döküldü. Tevazu abidesi Hakkı bey beni sakinleştirdi ve sıcağı sıcağına hemen çekelim diye iki gün sonrasına anlaştık..
Sonrası daha da beter, yazarken bile yine strese girdim.

SONRA NE OLDU BİLİYOR MUSUNUZ?

Ertesi güne 40 derece dirençli bir ateşle uyandım. Tüm müdahalelere rağmen ikinci gün ateş hala 39... Telefonum çaldı. Arayanın Hakkı bey olduğunu görünce ateşten sesini duyduğum nabız atışlarım davul sesi düzeyine ulaşmıştı.. Çünkü, o an hiç kimseye çekim hakkında bilgi veremediğim gerçeği ile yüzleştim. Açtım telefonu..

- Dilek hanım ben oteldeyim, burada hiç kimse yok!!!”

Ateşin şuursuzluğu da eklenince kendimi sözlerimle o kadar hırpaladım ki beni sakinleştirmek yine Hakkı beye düştü. 

Ayyy artık yazıyı bitireyim. Çünkü o günkü duygularımı aynen yaşamaya başladım.
Sonuç; bir hafta sonra bu kez Lefkoşa Merit Otel’de çekimimizi sağ salim yapabildik. Tarihi kayıtlara her anlamda unutulmayacak bir program daha teslim ettik.

O gün “Yolda 7 Ayetel Kürsi okudum” diyerek çekime gelen Hakkı bey hakkınızı helal edin

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.