Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

Demode saygı kalıpları

Demode saygı kalıplarına hep karşı oldum. İçten gelmeyen, yaşamı cendereye sokan zoraki saygı gösterilerini de hep anlamsız buldum. Ne mutlu bana ki bu karşı duruşlarımı, annem ve babam hep anlayışla onayladılar. "Küçük kızlar kahve içmez" e inat, annemin babaannesinin, rahmetli ninemin her sabah kendisi için mangalın üzerine koyduğu cezvenin dibinde kalan kahveyi içerek başladım, kahve içmeye. Hala da her sabah güne önce kahve içerek başlarım. Kızlar, "saygıyla hizmet eder" yaklaşımına inat, annem bir günden, bir güne misafirlerini ağırlamakta yardım talep etmedi benden. Onlar keyifle otururken, ben odamda esas asli vazifemi yaptım, ders çalıştım, kitap okudum. Mutfak onun mabediydi. Sadece, yemek yaparken, seyretmemi istedi. Bakarak, görmenin nasıl öğretici olduğunu, bu sayede öğrendim. Babam ise en caydırıcı cezanın "sana güveniyorum" demek olduğunu öğretti. Hayatın, benim olduğunu, seçimlerimin hayatımı belirleyeceğini, akıl ve zekanın hakim olduğu seçimlerin hayatımı anlamlandıracağını, bir bireyin en büyük zenginliğinin sağlam altyapılı özgüven olduğunu, vicdanımdan başka kimseye hesap vermek zorunda olmadığımı söyledi. Bu ve benzeri pek çok öğretinin hakim olduğu bir evde büyüdüm ben. Teşekkür borçluyum.  İşte bu yüzden, () Mevki ve makamı ne olursa olsun, herkesle aynı dili konuşurum.  () Önden yerlere kadar eğilmediğim gibi arkadan da lanet okumam. () Sahip olduğumu sandıklarımın geçiciliğini bilir, onlarla övünmem. () Duyduğum saygı da, sevgi de gerçektir, yalandan sevmeyi bilmem. () En büyük sorumluluğum vicdanımadır, "başkaları" dediklerimin, ne düşündüğünü önemsemem. () Fırtınalarda sığınılacak limanım, sevinçlerde coşku ırmağım ailemin önünde hiç bir şeyi tutmam. () Gerçek saygının ne olduğunu bilir, hakedenlerden saygımı esirgemem. () En çok haddimi bilir, kendimden başkasıyla yarışa girmem. () Yunus Emre'nin "Mal da yalan, mülk de yalan, var da biraz sen oyalan" deyişini baş tacı yapar, ihtiyaç fazlası için kendimi parçalamam. () Cinsiyet ayrımcılığına, baskı ve dayatmacılığa dayanamam. Doğduğum coğrafya, beni bu dünyaya getirenler, hayat yoldaşım, çocuklarım, dostlarım, çok şükür şanslıyım.  Bu düsturlarından vaz geçmek zorunda kalacağım zorlu zamanlar yaşatmasın Allah bana.  İşte o gün gönüllü gitmek isterim sonsuz zamana.
Ekleme Tarihi: 12 Mart 2020 - Perşembe

Demode saygı kalıpları

Demode saygı kalıplarına hep karşı oldum. İçten gelmeyen, yaşamı cendereye sokan zoraki saygı gösterilerini de hep anlamsız buldum.

Ne mutlu bana ki bu karşı duruşlarımı, annem ve babam hep anlayışla onayladılar. "Küçük kızlar kahve içmez" e inat, annemin babaannesinin, rahmetli ninemin her sabah kendisi için mangalın üzerine koyduğu cezvenin dibinde kalan kahveyi içerek başladım, kahve içmeye. Hala da her sabah güne önce kahve içerek başlarım. Kızlar, "saygıyla hizmet eder" yaklaşımına inat, annem bir günden, bir güne misafirlerini ağırlamakta yardım talep etmedi benden. Onlar keyifle otururken, ben odamda esas asli vazifemi yaptım, ders çalıştım, kitap okudum. Mutfak onun mabediydi. Sadece, yemek yaparken, seyretmemi istedi. Bakarak, görmenin nasıl öğretici olduğunu, bu sayede öğrendim. Babam ise en caydırıcı cezanın "sana güveniyorum" demek olduğunu öğretti. Hayatın, benim olduğunu, seçimlerimin hayatımı belirleyeceğini, akıl ve zekanın hakim olduğu seçimlerin hayatımı anlamlandıracağını, bir bireyin en büyük zenginliğinin sağlam altyapılı özgüven olduğunu, vicdanımdan başka kimseye hesap vermek zorunda olmadığımı söyledi. Bu ve benzeri pek çok öğretinin hakim olduğu bir evde büyüdüm ben. Teşekkür borçluyum.  İşte bu yüzden,
() Mevki ve makamı ne olursa olsun, herkesle aynı dili konuşurum. 
() Önden yerlere kadar eğilmediğim gibi arkadan da lanet okumam.
() Sahip olduğumu sandıklarımın geçiciliğini bilir, onlarla övünmem.
() Duyduğum saygı da, sevgi de gerçektir, yalandan sevmeyi bilmem.
() En büyük sorumluluğum vicdanımadır, "başkaları" dediklerimin, ne düşündüğünü önemsemem.
() Fırtınalarda sığınılacak limanım, sevinçlerde coşku ırmağım ailemin önünde hiç bir şeyi tutmam.
() Gerçek saygının ne olduğunu bilir, hakedenlerden saygımı esirgemem.
() En çok haddimi bilir, kendimden başkasıyla yarışa girmem.
() Yunus Emre'nin "Mal da yalan, mülk de yalan, var da biraz sen oyalan" deyişini baş tacı yapar, ihtiyaç fazlası için kendimi parçalamam.
() Cinsiyet ayrımcılığına, baskı ve dayatmacılığa dayanamam.
Doğduğum coğrafya, beni bu dünyaya getirenler, hayat yoldaşım, çocuklarım, dostlarım, çok şükür şanslıyım. 
Bu düsturlarından vaz geçmek zorunda kalacağım zorlu zamanlar yaşatmasın Allah bana.  İşte o gün gönüllü gitmek isterim sonsuz zamana.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.