Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

ESKİ BAYRAMLARI ÖZLEYENLERE

ESKİ BAYRAMLARI ÖZLEYENLERE Ne çok duyarız bu sözü "ah nerede o eski bayramlar". Bu sözün altında çocukluğa ve geçen zamanda gerçeğe giden canlara duyulan özlem varsa diyecek sözüm yok ama özlenen eski bayramlarsa hakikaten işte buna çok gülerim. Niye mi?? Eski bayramlar dediğimiz aslında ruhsal, sosyal, toplumsal, bedensel ve mekansal  arınmaydı. Önce evler eski tabirle kırklanırdı. Dip, köşe temizlik yapılır, tek bir kirli çamaşır bırakılmazdı. Çocukluğumun bayramlarından burnumda kalan koku, yerlerden gelen Arap sabunu, dolaplardan ve bembeyaz dantel çarşaflı yatağımdan gelen beyaz sabun kokusudur. Arife gününü tertemiz karşılayan evlerin, o güne ait telaşı bayram ikramlarının hazırlığının yanı sıra  bedenlerin arife suyu ile tertemiz yapılmasıydı. Öyle şimdiki gibi şip şak duş alınmaz, saçınızın her bir telinden ve tüm bedeninizden yine o muhteşem beyaz sabun kokusu çıkıncaya kadar eni konu yıkanılırdı. Mekanlar ve bedenler bayram için tümüyle arındırılırdı. Bayram sabahı evin babası, bayram namazına gittiğinde, sabahın erken saatinde her evin imkanları ölçüsünde zengin bayram kahvaltısı hazırlanırdı. Baba namazdan gelince, büyükler yaş sırasına göre sıralanır, küçükler el öper bayram harçlıklarını alırdı. Herkesin üzerinde bayrama özel alınmış mutlaka yeni bir giysi olurdu. O vakitler henüz tüketim toplumu olunmadığı için çok sık yeni giysiler alınmadığından, bayramlar, bunun için fırsat sunar, bu yüzden de ayrıca anlamlanırdı.  Sonrasında, yine önce en büyüklerden başlayarak ev ziyaretleri yapılır, evden eve neşe taşınırdı.  O zamanlarda, sinema ve pastaneler dışında sosyalleşebilecek imkanlar çok sınırlı olduğu için sosyalleşmenin keyfi bu ziyaretlerde yaşanılırdı.  Atalardandan gelen nasihat tutulur, bayramda küsler ya barışır ya da barıştırılır, yürekler bu küskünlüklerin yükünden arındırıldı.  Evin babası madden, anne bedenen yorulurlardı ama bundan hiç şikayet etmezlerdi. Çocuklar ise alınan yeni giysilerin, cebe konan harçlıkların, yenilen şeker ve tatlıların, evlerine doluşan neşeli kalabalıkların tadıyla bir sonraki bayramın hayalini, bayramın son gecesinden kurmaya başlarlardı. Eski bayramları gerçekten özlediğini düşünen dünün çocuklarına sesleniyorum ve soruyorum. "Eski bayramlar, yukarıda yazdıklarımdan ibaretti, tüm bunları eksiksiz  olarak bugün de tekrarlamamızın önünde bir engel mi var?  Yok, elbette, üstelik, teknolojinin sundukları ile çok daha kolay ve az yorucu. Başta yazdığımı tekrarlıyayım, eski bayramları özleyenler, aslında, çocukluklarını ve artık hayatta olmayan yakınların özlemini çekiyorlarsa, bu ince sızı için kolaylıklar dilerim. Yok, o eski ritüeli özlüyorlarsa; çocuklarımıza, kendi çocuklukluğumuzun bayramları tadında bir bayram yaşatabilmek için olağanüstü bir fırsatımız var. Virüs salgını nedeniyle hala eski zamanlardaki gibi bir filmin içindeyiz adeta. Hiç birimiz yeni dönem bayramların tatil olarak algılandığı günümüzde tatil programını yapamadık, malum kapalıyız. Eğlenmek için mekanlara gidemeyeceğiz. Özetle; neredeyse yüzde doksanımız evlerimizde olacağız. Üstelik bugün arife, hazırlık için de hala vaktimiz var. İçinde bulunduğumuz durumun gerçeklerini göz ardı etmeden, büyüklerimizi koruyarak, evde tüm koruma tedbirlerimizi alarak bu nostaljik çabayı gösterebiliriz. Umarım hiç bir baba, camiler açık olmasına rağmen, bayram namazına gitmez, kalabalıkların halen büyük risk içerdiğini unutmadan. Zaten bol bol aldık, maddi zorlukların yaşandığı bu günlerde, yeni giysiler alamasak da, karınca kararınca bayram harçlığı verip, çocuklarımızı sevindirebiliriz. Onlar da bu nostaljik geleneği yaşarlar ise belki ileride çocuklarına da yaşatabilirler. Yetişkinler için de bu çaba, aslında gerçekten neyin özlendiğinin cevabını bulmakta çok da manidar olacaktır.  Bu çabayı göstermeye niyet ettiğim için bugün benim çok işim var. Umarım sizlerin de bu anlamda çok işi olur. Bir gün erkenden bayramınızı kutlar, aydınlık yarınlar dilerim.
Ekleme Tarihi: 23 Mayıs 2020 - Cumartesi

ESKİ BAYRAMLARI ÖZLEYENLERE

ESKİ BAYRAMLARI ÖZLEYENLERE

Ne çok duyarız bu sözü "ah nerede o eski bayramlar". Bu sözün altında çocukluğa ve geçen zamanda gerçeğe giden canlara duyulan özlem varsa diyecek sözüm yok ama özlenen eski bayramlarsa hakikaten işte buna çok gülerim.

Niye mi?? Eski bayramlar dediğimiz aslında ruhsal, sosyal, toplumsal, bedensel ve mekansal  arınmaydı.

Önce evler eski tabirle kırklanırdı. Dip, köşe temizlik yapılır, tek bir kirli çamaşır bırakılmazdı. Çocukluğumun bayramlarından burnumda kalan koku, yerlerden gelen Arap sabunu, dolaplardan ve bembeyaz dantel çarşaflı yatağımdan gelen beyaz sabun kokusudur. Arife gününü tertemiz karşılayan evlerin, o güne ait telaşı bayram ikramlarının hazırlığının yanı sıra  bedenlerin arife suyu ile tertemiz yapılmasıydı. Öyle şimdiki gibi şip şak duş alınmaz, saçınızın her bir telinden ve tüm bedeninizden yine o muhteşem beyaz sabun kokusu çıkıncaya kadar eni konu yıkanılırdı. Mekanlar ve bedenler bayram için tümüyle arındırılırdı. Bayram sabahı evin babası, bayram namazına gittiğinde, sabahın erken saatinde her evin imkanları ölçüsünde zengin bayram kahvaltısı hazırlanırdı. Baba namazdan gelince, büyükler yaş sırasına göre sıralanır, küçükler el öper bayram harçlıklarını alırdı. Herkesin üzerinde bayrama özel alınmış mutlaka yeni bir giysi olurdu. O vakitler henüz tüketim toplumu olunmadığı için çok sık yeni giysiler alınmadığından, bayramlar, bunun için fırsat sunar, bu yüzden de ayrıca anlamlanırdı. 

Sonrasında, yine önce en büyüklerden başlayarak ev ziyaretleri yapılır, evden eve neşe taşınırdı.  O zamanlarda, sinema ve pastaneler dışında sosyalleşebilecek imkanlar çok sınırlı olduğu için sosyalleşmenin keyfi bu ziyaretlerde yaşanılırdı. 

Atalardandan gelen nasihat tutulur, bayramda küsler ya barışır ya da barıştırılır, yürekler bu küskünlüklerin yükünden arındırıldı. 

Evin babası madden, anne bedenen yorulurlardı ama bundan hiç şikayet etmezlerdi. Çocuklar ise alınan yeni giysilerin, cebe konan harçlıkların, yenilen şeker ve tatlıların, evlerine doluşan neşeli kalabalıkların tadıyla bir sonraki bayramın hayalini, bayramın son gecesinden kurmaya başlarlardı.

Eski bayramları gerçekten özlediğini düşünen dünün çocuklarına sesleniyorum ve soruyorum. "Eski bayramlar, yukarıda yazdıklarımdan ibaretti, tüm bunları eksiksiz  olarak bugün de tekrarlamamızın önünde bir engel mi var?  Yok, elbette, üstelik, teknolojinin sundukları ile çok daha kolay ve az yorucu.

Başta yazdığımı tekrarlıyayım, eski bayramları özleyenler, aslında, çocukluklarını ve artık hayatta olmayan yakınların özlemini çekiyorlarsa, bu ince sızı için kolaylıklar dilerim. Yok, o eski ritüeli özlüyorlarsa; çocuklarımıza, kendi çocuklukluğumuzun bayramları tadında bir bayram yaşatabilmek için olağanüstü bir fırsatımız var. Virüs salgını nedeniyle hala eski zamanlardaki gibi bir filmin içindeyiz adeta. Hiç birimiz yeni dönem bayramların tatil olarak algılandığı günümüzde tatil programını yapamadık, malum kapalıyız. Eğlenmek için mekanlara gidemeyeceğiz. Özetle; neredeyse yüzde doksanımız evlerimizde olacağız. Üstelik bugün arife, hazırlık için de hala vaktimiz var. İçinde bulunduğumuz durumun gerçeklerini göz ardı etmeden, büyüklerimizi koruyarak, evde tüm koruma tedbirlerimizi alarak bu nostaljik çabayı gösterebiliriz. Umarım hiç bir baba, camiler açık olmasına rağmen, bayram namazına gitmez, kalabalıkların halen büyük risk içerdiğini unutmadan. Zaten bol bol aldık, maddi zorlukların yaşandığı bu günlerde, yeni giysiler alamasak da, karınca kararınca bayram harçlığı verip, çocuklarımızı sevindirebiliriz. Onlar da bu nostaljik geleneği yaşarlar ise belki ileride çocuklarına da yaşatabilirler. Yetişkinler için de bu çaba, aslında gerçekten neyin özlendiğinin cevabını bulmakta çok da manidar olacaktır. 

Bu çabayı göstermeye niyet ettiğim için bugün benim çok işim var. Umarım sizlerin de bu anlamda çok işi olur. Bir gün erkenden bayramınızı kutlar, aydınlık yarınlar dilerim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.