Merit Lefkoşa Otel’in pozitif hastalar için karantina oteli olarak hizmet verdiğini hepimiz biliyoruz. Biliyoruz da ben içeride neler yaşandığını da ilave olarak bilmek istedim. Çünkü, merak ediyorum. Merakı gidermenin en güzel yolu da bir bilene sormaktır. Bugün bir bilen olarak konuğum Lefkoşa Merit Otel Genel Müdürü Mine Gürses. Haydi başlayalım. SORU: Biraz başa döneceğim. Sen pandemi sürecini her haliyle deneyimledin. Yüreğimizi ağzımıza getirdin ama çok şükür COVİD 19’u sağlıkla atlattın. O dönemden sana kalanları bizimle paylaşır mısın? Sevgili Dilek Orhan öncelikle bana bu fırsatı verdiğin için çok teşekkür ederim. Bir yıla yakındır yaşadığımız bu pandemi sürecinde gerçekten  hayata ve yaşama dair bir çok deneyim elde ettik. Acıda olsa deneyim deneyimdir. Evet ben ilk Eylül ayında bu virüse yakalananlardanım. En çok hatırladığım şey bana “pozitifsin” dediklerinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldum. Bana ulaşan hemşireye “olamaz bir yanlışlık olmalı” dedim ama olmadı. itirazlarıma cevap alamadım ve bir yarım saat içerisinde gelip beni ambulans ile aldılar. Ambulansın içerisine girdiğimde şunu düşündüm. Enazından sedyede bağlı yatmıyordum. İkinci aklıma gelen ise insanların bize davranışları oldu şimdi haklı buluyorum düşündüğümde. Ama “uzak dur bize yaklaşma”demeleri biraz incitici oluyor. Çok şükür semptomsuz olarak aslanlar gibi 14 günüm karantinada geçti çok şükür atlattım.     SORU: Pozitif hastalar için karantina oteli olduktan sonra otel personeline özel bir eğitim verildi mi? Tabiki otel personelimize bu konuda eğitimler verildi. Zaten otelimiz karantina oteli olmadan öncede personelimize sık sık bu konuda eğitimler vererek kendilerine dikkat etmelerini ve korunmalarını bu  durumun, ancak, insanın kendi kendini korumasıyla önleneceği konusunda bilgiler verildi.  Çok şükür personelimiz arasından kendi ailelerinden bir iki vaka ve benim haricimde, bir personelimiz pozitif çıkmıştı. Aynı zamanda çok sık teslerimiz yapılıyor. personelimiz arasında pozitif vakaya rastlamamamız mutluluk verici.    SORU: Öncelikle, kendinizi nasıl koruyorsunuz? Otelimizde dezenfektan, ozonlama, çift maske ile korunuyoruz. Personelimize; işlerini, ailelerini sevdiklerini düşünerek, evlerinde misafir ağırlamamaları ve misafirlik yapmamaları ve bu günlerinde aldığımız önlemlerle geçebileceği konusunda telkinlerde bulunuyoruz.   SORU: Otelde bulunan hastalar için nasıl bir düzen aldınız? İlk karantina tecrübesi yaşayanlardan biriyim. Neler yapılması gerektiğini kendi otelimiz Merit Lefkoşa’da da uyguladım. Öncelikle herkesin çift maskesi, siperliği eldivenleri, koruyucu gömlekleri var. Resepsiyon bölgesini kordon altına aldık. Gelen hastalarımız lobi içerisinde duruyor.  Otelin dış ve iç kapılarında iki adet dezenfektanlı paspaslarımız var. Misafirlerimizi, ellerindeki bagajlarını otel önünde yere bırakmaları için bilgilendiriyoruz. Bir görevlimiz bagajları dezenfekte ediyor. Lobi önüne bir sehpa koyduk. Oda anahtarları pandemi hastanesi görevlileri tarafından resepsiyondan alınıp, misafirlere sehpa üzerinden teslim ediliyor. Ayrıca, otelimize giriş yaparken, misafirlerinimize,  tüm önlemleri, kuralları ve vereceğimiz hizmeti anlatan bir bir mektup veriyoruz.  Otelimizde üç asansörümüz mevcut, biz bir asansörümüzü hastalarımıza tahsis ettik. Tüm hastalar odalarına çıkarken aynı asansörü kullanıyorlar. Misafirlerimiz odalarına çıkar çıkmaz housekeeping çalışanımız, asansör içerisini ve lobi bölgesini ozonluyor. Onun dışında odaların kapılarına birer sandalye koyduk. Sabah öğle akşam  yemeklerini lunch bags ile veriyoruz. Bir görevli servis  personeli öncelikle bütün kapıların önündeki sandalyelere yemekleri bırakıp, sonra hızlıca kapıları tek tek çalıp, uzaklaşıyor. Hastalarla hiç bir şekilde yüz yüze gelmiyoruz. Havluları ve çarşafları bir ambalaj içerisinde el değmeden sandalyelerin üzerine bırakıyorlar. Misafirlerimiz havlu ve çarşaflarını kendileri değiştiriyorlar.  Ayrıca günde iki üç defa büyük çöp torbası, odalarındaki çöp tenekeleri içinde küçük çöp torbaları veriyoruz. Onlar kendi çöplerini toplayıp ağzını bağlayıp, kapının önüne koyuyorlar. Belli saatlerde görevlimiz, önce çöp poşetlerini dezenfekte edip, ondan sonra alıp bu işlem için oluşturduğumuz ayrı bir çöp odasına  bırakıyor. Sonra oradan topluca tekrar dezenfekte edilip, atılıyor.    SORU: Otelde sürekli bulunan sağlık ekibi kimlerden oluşuyor. Otelde mi kalıyorlar. Otelimizde sürekli bir sağlık ekibi var. Bir doktor ve bir hemşire. Hastaları sık sık takip ediyorlar. Bazan hastalar rahatsızlanabiliyor ve onları ambulans ile hastaneye kontrole götürüyorlar. Burada sağlık personelinin gerçekten çok düzenli ve intizamlı olarak hastalar ile ilgilendiğini söyleyebilirim. Gerçekten işleri çok zor ama çok da başarılılar.   SORU: Oteldeki hastalardan yoğun bakıma kaldırılan oldu mu? Oteldeki hastalardan yoğun bakıma kaldırılan olmadı çok şükür.    SORU: Bu gün itibariyle otelde kaç hasta var? Şu anda otelimizde 62 odada, 12’si çocuk 80 hastamız var.  Bunlar;  anne, baba, çocuk olarak veya baba, çocuk veya karı, koca olarak geliyorlar ve aynı odada kalıyorlar.   SORU: İyileşip, otelden ayrılanlar, yaşadıkları süreç ile ilgili size geri bildirimde bulunuyorlar mı? İyileşip otelden ayrılanlar gayet mutlular. İlgimizden çok memnun olarak ayrıldıklarını belirten yazılı kartlar bırakıyorlar.  Bu da bizim çok hoşumuza gidiyor.   SORU: Tüm koruma önlemlerine rağmen personelde tedirginlik oluyor mu? Personelimizde tabi ki tedirginlik oluyor. Herkes duyduklarından ve yaşadıklarından ürkmüş durumda. Ama güler yüzle, mutlulukla hizmet ediyorlar, çünkü, tüm hastalar bizim misafirimiz. Ben aynı şeyi yaşamış biri olarak “onlara ne kadar iyi hizmet edersek onlarda bu kapalı kalma sürecini daha çabuk atlatırlar” diye düşünüyorum. Hastalarla hiçbir zaman yüz yüze gelmiyoruz. Ancak iyileşip testleri negatif çıktığında, otelimizden ayrılacaklarında lobide görüyoruz. Fakat, yine de yakın temas asla olmuyor.    SORU: İlk sorumda da belirttiğim gibi bu süreci her haliyle yaşayan biri olarak tavsiyelerin ve görüşlerini paylaşabilir misin? Burada benim gördüğüm; sokaklarda, marketlerde karşılaştığımız manzaralardan malesef halkımız arasından bazı kişilerin  bu işi  gerçekten anlamadıklarını ve ciddiyete almadıklarını üzülerek görüyorum. Yolda, cadde maskesiz insanlar, mesafeyi korumadan gezen insanlar hala var.  Geçen gün Girne Limanı’ndan maskesiz mesafesiz insanlarla ilgili haberleri gördük, Süper marketlerin kasalarının önünü gördük, tüylerimiz diken diken oldu.  Özellikle maske ve hijyen çok önemli. Maske var fakat el hijyeni yok ise yine bulaşıyor. Bu tüm dünyayı saran bir virüs ile ilgili haberlerden görüyoruz. Yoğun bakımda yatan hastaları ve neler çektiklerini acı çekerek, izliyoruz. Kimler, kimler,  sevdiklerini kaybetti ama yinede ders almayanları gördükçe, gerçekten öfkelenip, kızıyorum. Çünkü bizim hayatımızla oynuyorlar. Bırakın  kendi hayatlarını sevdiklerini de düşünmüyorlar. Bakın çoluk çocuk şu an karantinadalar pozitifler Allah korusun bu ilerlerse, hayatlarını kaybedebilirler. Niye bunları  düşünmüyor, bu insanlar gerçekten çok şaşırıyorum.  Lütfen bu maske işine çok önem verelim.  Yolda gezerken maske ile gezelim. Sosyal mesafemize, el hijyenimize çok dikkat edelim. Ben herkese sağlıklı günler diliyorum. Hiç kimsenin sevdiklerinin acısını yaşamamasını diliyorum ve sana da çok teşekkür ediyorum sevgili Dilek Orhan. Başarıların daim olsun arkadaşım. Mine Gürses’e hem yaşam alanımda olduğu için sevgim, hem de işinde attığı iz bırakan imzaları için gururumla ayırdığı zamana teşekkür ediyorum.