Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

Narin YAŞAR “Herkes kalbinin ekmeğini yer”

Hayat keşifler diyarı. Ben en çok kendimi ve insanları keşfetmeyi sevdim. Bu keşiflerimi de saklamak yerine, paylaşmayı seçtim. Topluluk oluşturma amacı ile başlayan bir uygulama olan ClupHouse’da yine bana iyi gelen bir isim keşfettim. Ekonomideki topuk seslerinin sesi olan, Narin Yaşar.. Amerika’dan ülkesine tatil için gelen ve ClupHouse’da açtığı odalarda dinamik bir etkileşim enerjisi yayan Narin Yaşar bugün köşe konuğum. Haydi başlayalım. Sevgili Narin, özgeçmişini paylaşmak yerine, şimdiye kadar ki yolculuk öykünü senden duymak istedim. Doğu Anadolu’da dünyaya gözlerini açan Narin’in, bugüne kadar ki yolculuğunu anlatır mısın? Tabi hemen hızlı bir giriş yapayım. Haziran 1992’de Van’ın, Başkale ilçesinde doğdum ve 4 yaşıma kadar orada yaşadık. Sonra İstanbul’a taşındık. İlkokul ve liseyi İstanbul’da okudum.Diş hekimi olmak icin lisede sayısal  bölümü seçmiştim. Malum ÖSS sınavı vardı. Sınava sıfır hazırlıkla girdim, diş hekimliği yerine, ekonomi bölümünde buldum kendimi. Sadece şehir dışında okumak adına Bolu’yu gittim. Bu arada hep sosyal ve eğlenmeyi seven biri oldum. Lise ve üniversitede tiyatro ile ilgilendim, çok keyifli oyunlarda yer aldım. Daha sonra hiç ingilizcem olmamasına rağmen, sınırları sonuna kadar zorlayıp, Erasmus öğrenci değişim programı ile yurt dışına gittim. Avrupa’da mucizevi bir şekilde 3 ayda İngilizce öğrendim ve bütün derslerimi en yüksek notla tamamladım. Bu yüksek notlar bana yeni bir kapı açtı. Üniversite son sınıfı, başka burslu bir değişim programını kazanıp, İstanbul’da,  hem çalışıp,  hem okuyarak tamamladım. Daha sonra da okul biter bitmez Amerika’ya gittim work and travel ile.. Orada da da hem çalıştım, hem okudum. Masterimi tamamladım ve önce bir biotech şirketinde, simdi ise bir yazılım şirketinde teknik proje müdürü olarak çalışıyorum. İnancım söyle; başlangıçta olumsuz görünen şeyler aslında o kadar da kötü olmayabiliyor bizim icin.  Hayalimdi diş hekimi olmak ama “vardır bir hayır” diye baktım. Zamanla gördümki hayalim gerçek olsa tüm bu yaptıklarımı yapamazdım. Ve büyük ihtimalle bu kadar ülke gezip, yurt dışında egitim ve kariyer fırsatım olamazdı. Simdi gayet mutlu bir şekilde hayatıma devam ediyorum.  Tebrik ediyorum seni. ClupHouse’da çok aktifsin ve dinamik bir moderatör olarak insanlara iyi gelen odalar açıyorsun. Bu bağlamda, ilk soru, ClupHouse deneyimlerin sana neleri farkettirdi ve öğretti? Çok teşekkür ederim.Bir kere inanılmaz güzel insanlar ile tanışma fırsatı buldum. Bunlardan biri de sensin. Dinlemeyi öğrendim. Aslında hepimizin; hem aynı hem de küçük bir nüansla farklı olduğumuzu gördüm. Yıllardır yurt dışında  olmam sebebi ile Türk  Kültürü ve insanlarımızdan çok izole olmuştum. O bağ yeniden  kuruldu, çok keyifli oldu. Her gün yeni bir bilgi, pozitiflik, gülme sebebi yaratıyor, muhteşem bir network ortamı oluştu. Program başlıkları ve içerikleri ile ilgili yüzlerce pozitif mesaj alıyorum. Aslında paylaşmanın, iletişimin ne kadar kolay ve güzel bir şey olduğunu öğrendim.                             Açtığın odalardan biri çok ilgi çekti. Başlığı “elalem ne der diye yaptıklarımız, yapamadıklarımız” dı. Amerika’ya bile ulaşan “Elalem ne der” baskısı ile ilgili kendi payına düşenlerden örnek verebilir misin? Tabii.. Biz hem çağdaş hem de geleneksel bir aileyiz. Ama çevre baskısı  çok oluyor. Yani,  şu ana kadar “aman laf olmasın da ne isterseniz yapın” gibi bir düşünce yapısı vardı sülale genelinde. Artık değişti tabi. Herkes kendi hayatına odaklandı. Fakat, örnek verecek olursam; ben ilk 8 yıl önce Avrupa’ya, sonra da Amerika’ya taşınınca  inanılmaz şeyler yaşadım. Bir de instagram youtube tabi bu kadar aktif degildi. Bana abartısız yüzlerce kisi dedi ki; “youtube kanalı veya instagram açıp, yaşadıklarını, çevreni,  olayları paylaş. Çünkü, çok farklı ve nadir olan şeylerdi. Ama ben “aman elalem ne der, aa bak gitti napıyor” derler diye girişmedim hiç. Ama şundan eminim: eğer bir kanal ile yaşadıklarımı, deneyimlerimi paylaşsaydım insanlarda pek çok farkındalık oluşturabilirim. Sonuçta, Amerika’da bile olsam o baskıyı  hissetmistim. Bugün geldiğim noktada, “herkes lütfen kalbini, iç sesini dinlesin” diye çağrı yapmak isterim. Zekai Kıran tarafından “Dijital Dönüşüm” adlı ilk Türk Klubü açıldıktan sonra üç Klüp de sen açtın? Bu klüplerin adlarını, açma amaçlarını ve sunduğu fırsatları anlatır mısın? Seve seve.. ilki, Ekonomide Kadın Klubü. Çalışan, okuyan, destek almak isteyen, ekonomide yer alan tüm kadınları destekleyen, erkek ve transgender üyeleri  bekledigimiz bir klüp. İkincisi, Women in Tech Turkey. Özellikle, Turkiye’de olan teknoloji kadınlarının bir araya gelmesi, beraber büyüme, sorunlara çözüm üretme, networking yapma icin açılan bir grup. Çünkü,  hala teknoloji sektöründe kadın çalışan sayısı çok az. Üçüncü Klubüm de Narince Konular. Burada hayata dair her şeyi konuşuyoruz. Bütün dünya insanları adeta sınavdan geçiyor. Yine bir oda başlığın, “Kaygılı mıyız? Endişeli miyiz? Umutlu muyuz?” idi. Sen kendi adına bu sorunun cevabını verebilir misin? Bende işin doğrusu cevabını bilmiyorum. Umut her zaman var o bir gerçek, yoksa nasıl uyanıp, güne devam ederiz? Zaten kişilik  olarak hic bir yıldan uzun vadede plan yapmam, hayal kurmam, umut ve endişelerim kısa dönemlidir.  Bu bağlamda, şöyle bir şey eklemek isterim. belki hem umut hem endişe var gibi.. İnsanlar hem yakınlaşıyor hem uzaklaşıyor gibi.. Kaygım, insan ilişkilerinin ne olacağını bilmedigim icin var açıkçası. Bazen, 90’ları çok özlüyorum. O dönemler insani değerlerin önemini daha cok hissediyordum. Teklonoloji ve yoğun  tempo ile bu his azaldı ve gelecekten o açıdan korkuyorum. İş, para vs her zaman çalışan için vardır. Siyasal sosyal şartlar eğitimle hep daha iyiye gidecek bence ama kaygı noktalarım farklı bahsettigim gibi.. Seni tanıdığıma çok mutlu oldum Narin. Açık yürekli paylaşımlarına çok teşekkür ederim. Son olarak, kendini adeta kendi hücrelerinde hapsolmuş gibi hisseden gençlere tavsiyen nedir? Ben de seni tanıdığım için  çok mutluyum. Ayrıca, köşende bana yer verdiğin için çok teşekkür ederim. Kendi tecrübe ve yaşamımdan yaptığım çıkarım ile şunları söylemek isterim. Lütfen kararlı olsunlar ve kararları doğrultusunda yapabileceklerini en ince detayına kadar araştırıp, denesinler. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay, önemli olan uygulama. Bir seye niyetlenip, başlarken, sadece bir şansınız olduğunu düşünün.  O şansı degerlendirirseniz, hayatınızın tamamen değişebileceğini düşünün. Bütün enerjinizi, bütün kredinizi bu şekilde harcayın. Bu şekilde yol almayı bende bir arkadaşımdan öğrendim. Siz kalben her şeyi denediğinizden 100 eminseniz ve olamadıysa emin olun ki daha iyisi olacaktır. Kıskanmayın ama imrenin, hoşnutsuz olabilirsiniz ama nefret etmeyin, herkesin hikayesi farklı, yaşamı farklı, siz kendi yaşamınızın kahramanı olun.  Başkaları “taktir etsin” diye değil, siz istediğiniz için yol alın. Hayal kurun, eğer hayal kurabilirseniz o görseli görürseniz gerçekleşmesi mümkündür. Kalbinizi temiz tutun, çünkü, en sonunda herkes kalbinin ekmeğini yer. Tekrar bana sayfanda yer verdiğin için teşekkür ediyor, bolca sevgilerimi gönderiyorum.
Ekleme Tarihi: 12 Mart 2021 - Cuma

Narin YAŞAR “Herkes kalbinin ekmeğini yer”

Hayat keşifler diyarı. Ben en çok kendimi ve insanları keşfetmeyi sevdim. Bu keşiflerimi de saklamak yerine, paylaşmayı seçtim. Topluluk oluşturma amacı ile başlayan bir uygulama olan ClupHouse’da yine bana iyi gelen bir isim keşfettim. Ekonomideki topuk seslerinin sesi olan, Narin Yaşar.. Amerika’dan ülkesine tatil için gelen ve ClupHouse’da açtığı odalarda dinamik bir etkileşim enerjisi yayan Narin Yaşar bugün köşe konuğum. Haydi başlayalım.

Sevgili Narin, özgeçmişini paylaşmak yerine, şimdiye kadar ki yolculuk öykünü senden duymak istedim. Doğu Anadolu’da dünyaya gözlerini açan Narin’in, bugüne kadar ki yolculuğunu anlatır mısın?

Tabi hemen hızlı bir giriş yapayım. Haziran 1992’de Van’ın, Başkale ilçesinde doğdum ve 4 yaşıma kadar orada yaşadık. Sonra İstanbul’a taşındık. İlkokul ve liseyi İstanbul’da okudum.Diş hekimi olmak icin lisede sayısal  bölümü seçmiştim. Malum ÖSS sınavı vardı. Sınava sıfır hazırlıkla girdim, diş hekimliği yerine, ekonomi bölümünde buldum kendimi. Sadece şehir dışında okumak adına Bolu’yu gittim. Bu arada hep sosyal ve eğlenmeyi seven biri oldum. Lise ve üniversitede tiyatro ile ilgilendim, çok keyifli oyunlarda yer aldım. Daha sonra hiç ingilizcem olmamasına rağmen, sınırları sonuna kadar zorlayıp, Erasmus öğrenci değişim programı ile yurt dışına gittim. Avrupa’da mucizevi bir şekilde 3 ayda İngilizce öğrendim ve bütün derslerimi en yüksek notla tamamladım. Bu yüksek notlar bana yeni bir kapı açtı. Üniversite son sınıfı, başka burslu bir değişim programını kazanıp, İstanbul’da,  hem çalışıp,  hem okuyarak tamamladım. Daha sonra da okul biter bitmez Amerika’ya gittim work and travel ile.. Orada da da hem çalıştım, hem okudum. Masterimi tamamladım ve önce bir biotech şirketinde, simdi ise bir yazılım şirketinde teknik proje müdürü olarak çalışıyorum. İnancım söyle; başlangıçta olumsuz görünen şeyler aslında o kadar da kötü olmayabiliyor bizim icin.  Hayalimdi diş hekimi olmak ama “vardır bir hayır” diye baktım. Zamanla gördümki hayalim gerçek olsa tüm bu yaptıklarımı yapamazdım. Ve büyük ihtimalle bu kadar ülke gezip, yurt dışında egitim ve kariyer fırsatım olamazdı. Simdi gayet mutlu bir şekilde hayatıma devam ediyorum. 

Tebrik ediyorum seni. ClupHouse’da çok aktifsin ve dinamik bir moderatör olarak insanlara iyi gelen odalar açıyorsun. Bu bağlamda, ilk soru, ClupHouse deneyimlerin sana neleri farkettirdi ve öğretti?

Çok teşekkür ederim.Bir kere inanılmaz güzel insanlar ile tanışma fırsatı buldum. Bunlardan biri de sensin. Dinlemeyi öğrendim. Aslında hepimizin; hem aynı hem de küçük bir nüansla farklı olduğumuzu gördüm. Yıllardır yurt dışında  olmam sebebi ile Türk  Kültürü ve insanlarımızdan çok izole olmuştum. O bağ yeniden  kuruldu, çok keyifli oldu. Her gün yeni bir bilgi, pozitiflik, gülme sebebi yaratıyor, muhteşem bir network ortamı oluştu. Program başlıkları ve içerikleri ile ilgili yüzlerce pozitif mesaj alıyorum. Aslında paylaşmanın, iletişimin ne kadar kolay ve güzel bir şey olduğunu öğrendim.

                           

Açtığın odalardan biri çok ilgi çekti. Başlığı “elalem ne der diye yaptıklarımız, yapamadıklarımız” dı. Amerika’ya bile ulaşan “Elalem ne der” baskısı ile ilgili kendi payına düşenlerden örnek verebilir misin?

Tabii.. Biz hem çağdaş hem de geleneksel bir aileyiz. Ama çevre baskısı  çok oluyor. Yani,  şu ana kadar “aman laf olmasın da ne isterseniz yapın” gibi bir düşünce yapısı vardı sülale genelinde. Artık değişti tabi. Herkes kendi hayatına odaklandı. Fakat, örnek verecek olursam; ben ilk 8 yıl önce Avrupa’ya, sonra da Amerika’ya taşınınca  inanılmaz şeyler yaşadım. Bir de instagram youtube tabi bu kadar aktif degildi. Bana abartısız yüzlerce kisi dedi ki; “youtube kanalı veya instagram açıp, yaşadıklarını, çevreni,  olayları paylaş. Çünkü, çok farklı ve nadir olan şeylerdi. Ama ben “aman elalem ne der, aa bak gitti napıyor” derler diye girişmedim hiç. Ama şundan eminim: eğer bir kanal ile yaşadıklarımı, deneyimlerimi paylaşsaydım insanlarda pek çok farkındalık oluşturabilirim. Sonuçta, Amerika’da bile olsam o baskıyı  hissetmistim. Bugün geldiğim noktada, “herkes lütfen kalbini, iç sesini dinlesin” diye çağrı yapmak isterim.

Zekai Kıran tarafından “Dijital Dönüşüm” adlı ilk Türk Klubü açıldıktan sonra üç Klüp de sen açtın? Bu klüplerin adlarını, açma amaçlarını ve sunduğu fırsatları anlatır mısın?

Seve seve.. ilki, Ekonomide Kadın Klubü. Çalışan, okuyan, destek almak isteyen, ekonomide yer alan tüm kadınları destekleyen, erkek ve transgender üyeleri  bekledigimiz bir klüp. İkincisi, Women in Tech Turkey. Özellikle, Turkiye’de olan teknoloji kadınlarının bir araya gelmesi, beraber büyüme, sorunlara çözüm üretme, networking yapma icin açılan bir grup. Çünkü,  hala teknoloji sektöründe kadın çalışan sayısı çok az. Üçüncü Klubüm de Narince Konular. Burada hayata dair her şeyi konuşuyoruz.

Bütün dünya insanları adeta sınavdan geçiyor. Yine bir oda başlığın, “Kaygılı mıyız? Endişeli miyiz? Umutlu muyuz?” idi. Sen kendi adına bu sorunun cevabını verebilir misin?

Bende işin doğrusu cevabını bilmiyorum. Umut her zaman var o bir gerçek, yoksa nasıl uyanıp, güne devam ederiz? Zaten kişilik  olarak hic bir yıldan uzun vadede plan yapmam, hayal kurmam, umut ve endişelerim kısa dönemlidir.  Bu bağlamda, şöyle bir şey eklemek isterim. belki hem umut hem endişe var gibi.. İnsanlar hem yakınlaşıyor hem uzaklaşıyor gibi.. Kaygım, insan ilişkilerinin ne olacağını bilmedigim icin var açıkçası. Bazen, 90’ları çok özlüyorum. O dönemler insani değerlerin önemini daha cok hissediyordum. Teklonoloji ve yoğun  tempo ile bu his azaldı ve gelecekten o açıdan korkuyorum. İş, para vs her zaman çalışan için vardır. Siyasal sosyal şartlar eğitimle hep daha iyiye gidecek bence ama kaygı noktalarım farklı bahsettigim gibi..

Seni tanıdığıma çok mutlu oldum Narin. Açık yürekli paylaşımlarına çok teşekkür ederim. Son olarak, kendini adeta kendi hücrelerinde hapsolmuş gibi hisseden gençlere tavsiyen nedir?

Ben de seni tanıdığım için  çok mutluyum. Ayrıca, köşende bana yer verdiğin için çok teşekkür ederim. Kendi tecrübe ve yaşamımdan yaptığım çıkarım ile şunları söylemek isterim. Lütfen kararlı olsunlar ve kararları doğrultusunda yapabileceklerini en ince detayına kadar araştırıp, denesinler. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay, önemli olan uygulama. Bir seye niyetlenip, başlarken, sadece bir şansınız olduğunu düşünün.  O şansı degerlendirirseniz, hayatınızın tamamen değişebileceğini düşünün. Bütün enerjinizi, bütün kredinizi bu şekilde harcayın. Bu şekilde yol almayı bende bir arkadaşımdan öğrendim. Siz kalben her şeyi denediğinizden 100 eminseniz ve olamadıysa emin olun ki daha iyisi olacaktır. Kıskanmayın ama imrenin, hoşnutsuz olabilirsiniz ama nefret etmeyin, herkesin hikayesi farklı, yaşamı farklı, siz kendi yaşamınızın kahramanı olun.  Başkaları “taktir etsin” diye değil, siz istediğiniz için yol alın. Hayal kurun, eğer hayal kurabilirseniz o görseli görürseniz gerçekleşmesi mümkündür. Kalbinizi temiz tutun, çünkü, en sonunda herkes kalbinin ekmeğini yer. Tekrar bana sayfanda yer verdiğin için teşekkür ediyor, bolca sevgilerimi gönderiyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.