Atakom
Serena
girne belediyse
MERIT
Dilek Orhan
Köşe Yazarı
Dilek Orhan
 

ÖLMELERİNİ BEKLEMEYİN

Dün şifa kaynağı deniz ile sohbetimi paylaşmıştım. Bir de yıllar önce beynime yuva kurmuş bir kuş var. Artık ayrılmaz bir parçam oldu. Günlerce susar, sonra beynimi didikleyerek başlar konuşmaya. Onunla da sohbet ederiz. Bugün bir kaç ay önceki sohbetimizi paylaşmak istiyorum. Kuş beynini didikledi bu sabah iyi de etti. - Ne o derin kuyulara dalmışsın yine.. - Beyin raflarımda geziniyorum. - Senin rafların tertiplidir. - Sen öyle san, bazı şeylere susmaktan, kendileri anlar diye beklemekten yoruldum. - Bak sen! Ben de seni iyilikten saflık hastalığına yakalandı sanıyordum. - Sen de mi? Bir çok insan seninle aynı fikirde. İyiyim ama akılsız değilim, sadece, kırmamaya çalıştıkça, kırılıyorum. Sustukça, “kızdı ama geçer” sanıyorlar. Geçmiyor işte.. - Anlatsana bana, iyi dinleyiciyimdir. - Bilirim, dinle o zaman. - Yaşarken, bize emek verenleri, yol açanları aramıyor, sormuyor, sonra o insan her kimse gerçeğe gidince, hayatta iken sakladığımız kendinimizle, cansız yatan bedene ispat-I vücut yapıyoruz. Hadi be oradan.. - Doğru, sen hep yazarsın “ Sevdiklerinize onları ne çok sevdiğinizi söylemek için ölmelerini beklemeyin” diye.. - Derim, çünkü, yersiz yergide pek cömert, övgüde cebinde akrep olanlar gibi cimriyiz.  - Sen hiç insan sildin mi hayatından? Sanki hiç yoklarmış gibi.. - Tabi sildim. İki elin sayısını geçmez. Zor bir süreç ama sonra bende ne sevgi, ne sevgisizlik, ne kin ne de öfke kalıyor. Olmayan insana duygu beslenir mi? - Raftaki karışıklık bu muydu yani? Başka yok mu? -Çokkkk - Hadi anlatsana... - Ayyy o kadar anlatamam.  - Özet geç. Beynindeyim ama bazen öyle bir kapatıyorsun ki kendini ben bile çözemiyorum. - Bak kuş. Vazgeçmeyeceksin madem, özetle; Ben vefa ile karşılık beklemeyi karıştıranlara, Yaptığı iyiliklerin çetelesini tutup, beklediği ufak bir şey olmadığında çarşaf gibi liste dökenlere, Ağzına geleni sayıp, sayıp sonra unutacağını, her şeye kaldığın yerden başlayacağını sananlara, Tutamayacağı sözleri verip, o anlık karşısındakini avutacağını sananlara,  İnsanlık abidesi gibi gezip, insan müsveddesi olanlara, Çok, boş ve gereksiz konuşanlara,  Uzaktan öylece seyredip, kötü bir şey olduğunda timsah göz yaşları dökenlere, İnsana ve insanlığa zarar veren zihniyete, Kendini Tanrı sanıp başkalarını travmalarını bilmeden yargılananlara,  Çıkarları için insan kullananlara,  Nerden geldiğini unutanlara, Emeğe saygı duymayanlara,  Adaletsizliğe, ırkçılığa, ayrımcılığa, fırsatçılığa,  emek ve fikir sömürücülüğüne, toplumsal kimlik için benliğinden vaz geçenlere, insanların tümünün balık hafızalı olduğunu düşünenlere, çıkar için hafıza silenlere, sahteliğe ve daha bir çok şeye karşıyım. Bu liste uzar gider. Yorma daha fazla beni. - Şey bir de “sözün özü” demedin. - Sözün özü benden değil, en çok bilinen sözlerinden biriyle Mevlana Celalettin Rumi’den gelsin. “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” Hadi bende iki cümlecik ekleyeyim, bunu yapmana engel bir hastalığınız varsa tedavi olun. Zaten karşı olduklarımı yapmayan güzel insanları teşekkürlerimle tenzih ederek, çağrı yapayım iyi şeyler söylemek için insanların ölmesini beklemeyin, sadece kendinize değil, biraz da insana ve insanlığa hizmet edin.  Sevgi şifadır, sevgiyle kalın.
Ekleme Tarihi: 14 Nisan 2020 - Salı

ÖLMELERİNİ BEKLEMEYİN

Dün şifa kaynağı deniz ile sohbetimi paylaşmıştım. Bir de yıllar önce beynime yuva kurmuş bir kuş var. Artık ayrılmaz bir parçam oldu. Günlerce susar, sonra beynimi didikleyerek başlar konuşmaya. Onunla da sohbet ederiz. Bugün bir kaç ay önceki sohbetimizi paylaşmak istiyorum.

Kuş beynini didikledi bu sabah iyi de etti.

- Ne o derin kuyulara dalmışsın yine..

- Beyin raflarımda geziniyorum.

- Senin rafların tertiplidir.

- Sen öyle san, bazı şeylere susmaktan, kendileri anlar diye beklemekten yoruldum.

- Bak sen! Ben de seni iyilikten saflık hastalığına yakalandı sanıyordum.

- Sen de mi? Bir çok insan seninle aynı fikirde. İyiyim ama akılsız değilim, sadece, kırmamaya çalıştıkça, kırılıyorum. Sustukça, “kızdı ama geçer” sanıyorlar. Geçmiyor işte..

- Anlatsana bana, iyi dinleyiciyimdir.

- Bilirim, dinle o zaman.

- Yaşarken, bize emek verenleri, yol açanları aramıyor, sormuyor, sonra o insan her kimse gerçeğe gidince, hayatta iken sakladığımız kendinimizle, cansız yatan bedene ispat-I vücut yapıyoruz. Hadi be oradan..

- Doğru, sen hep yazarsın “ Sevdiklerinize onları ne çok sevdiğinizi söylemek için ölmelerini beklemeyin” diye..

- Derim, çünkü, yersiz yergide pek cömert, övgüde cebinde akrep olanlar gibi cimriyiz. 

- Sen hiç insan sildin mi hayatından? Sanki hiç yoklarmış gibi..

- Tabi sildim. İki elin sayısını geçmez. Zor bir süreç ama sonra bende ne sevgi, ne sevgisizlik, ne kin ne de öfke kalıyor. Olmayan insana duygu beslenir mi?

- Raftaki karışıklık bu muydu yani? Başka yok mu?

-Çokkkk

- Hadi anlatsana...

- Ayyy o kadar anlatamam. 

- Özet geç. Beynindeyim ama bazen öyle bir kapatıyorsun ki kendini ben bile çözemiyorum.

- Bak kuş. Vazgeçmeyeceksin madem, özetle;

Ben vefa ile karşılık beklemeyi karıştıranlara,

Yaptığı iyiliklerin çetelesini tutup, beklediği ufak bir şey olmadığında çarşaf gibi liste dökenlere,

Ağzına geleni sayıp, sayıp sonra unutacağını, her şeye kaldığın yerden başlayacağını sananlara,

Tutamayacağı sözleri verip, o anlık karşısındakini avutacağını sananlara, 

İnsanlık abidesi gibi gezip, insan müsveddesi olanlara,

Çok, boş ve gereksiz konuşanlara, 

Uzaktan öylece seyredip, kötü bir şey olduğunda timsah göz yaşları dökenlere,

İnsana ve insanlığa zarar veren zihniyete,

Kendini Tanrı sanıp başkalarını travmalarını bilmeden yargılananlara, 

Çıkarları için insan kullananlara, 

Nerden geldiğini unutanlara,

Emeğe saygı duymayanlara, 

Adaletsizliğe, ırkçılığa, ayrımcılığa, fırsatçılığa,  emek ve fikir sömürücülüğüne, toplumsal kimlik için benliğinden vaz geçenlere, insanların tümünün balık hafızalı olduğunu düşünenlere, çıkar için hafıza silenlere, sahteliğe ve daha bir çok şeye karşıyım. Bu liste uzar gider. Yorma daha fazla beni.

- Şey bir de “sözün özü” demedin.

- Sözün özü benden değil, en çok bilinen sözlerinden biriyle Mevlana Celalettin Rumi’den gelsin. “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” Hadi bende iki cümlecik ekleyeyim, bunu yapmana engel bir hastalığınız varsa tedavi olun. Zaten karşı olduklarımı yapmayan güzel insanları teşekkürlerimle tenzih ederek, çağrı yapayım iyi şeyler söylemek için insanların ölmesini beklemeyin, sadece kendinize değil, biraz da insana ve insanlığa hizmet edin. 
Sevgi şifadır, sevgiyle kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zirvekibris.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.