Psikiyatrların meşhur bir sözü vardır; "Bize gelenlerin çoğu; gerçek hastaların, hasta ettiği insanlardır" diye.
Şöyle çevrenizdeki insanları bir anlığınıza gözünüzün önünden geçirin, eminim, sizden gelen yorum; "Doğru söze ne denir?" olacak.
İnsan günlerce aç ve susuz kalsa, sürahiler dolusu su içeceğini, tabaklar dolusu yemek yiyeceğini düşünür. Oysa ki yiyip, içeceği sadece midesinin kapasitesi kadardır. İnsanın aldıkça, "artık yeter, doydum" diyemeyeceği tek şey ise sevgidir.
Nasıl hiç paranız yok iken, ne kendiniz, ne bir başkası için maddi bir şey yapamazsanız, sevgi kotanızda önemli bir boşluk varsa, ne kendinize ne de başkalarına manevi boyutta doğal olarak sevgi sunamazsınız.
Sevgi kotasının eksikliğini kin, hırs, kıskançlık ve yetersizlik duygusu ile doldurduysanız eğer vay halinize...
Niye "Vay"??? Çünkü, önce için için kendinizi zehirler, sonra o zehiri etrafınıza yayar, yaşam alanınınızdaki insanları zehirlersiniz.
Böyle birileri varsa etrafınızda, gelin onlar için hep birlikte niyet tutalım.
"Önce içlerindeki karanlığı aydınlatacak şekilde kendilerini sevmeye başlasınlar. Sonra, İlahi mimarın tasarladığı güzellikleri farketsinler, güneşi, ayı, denizi, çiçekleri, ağaçları, kuşları, kelebekleri, insanları ve insana şifa veren tüm güzellikleri, onları sevsinler. Sevgi kotaları dolsun, taşsın, etrafa, zehir değil, sevgi saçsınlar, etrafa saçtıkları sevgi, katmerlenerek onlara dönsün, hem kendi ruhlarını, hemde, etraflarındaki ruhları sevgi ile okşasınlar"
Sevgi, ruhların en temel temizlik aracıdır. Tüm, ruhlar ve Dünyamız sevgi ile yıkansın, sevgi ile arınsın.
Ruhları sevgi ile okşayanlara, Dünyayı sevgi ile tertemiz yapanlara ve şimdi şu an bunu yapmaya niyet edenlere selam olsun.